Muhammed'in okuma yazmayla ilgili açtığı herhangi bir okul var mı? İslami inanca göre ölene dek kendisi bile okuma yazma öğrenememişti; sadece camiler açmıştı (ki bunlar da zaten onun icat ettiği yeni bir şey değil; daha önce de havra, kilise adlarında değişik isimlerle mabediler vardır) ve buralarda yazıyı değil; ancak kendi günlük siyasetini anlatıyordu. Doğrusu, buralar kendisi için bir nevi örgütlenme yeriydi. Hatta Muhammed'in ayettir dediği sözlerini yazan ve İslam literatüründe "Vahiy katipleri" diye geçen insanların hepsi daha önce okur yazardı, yazıyı Muhammed onlara öğretmemişti. İlginç bir örnek vereyim: Muhammed'in hadislerini (söz ve eylemlerini) sayısal olarak en fazla aktaran kişi Ebu Hureyre'dir. Bu zat, Hayber harbinde Müslüman olmuş, Muhammed'le olan beraberliği sadece 3 yıldı; kendisi okuryazar da değildi. Muhammed'den ancak bazı sözlü bilgiler aktarmış, bunlar da onun zamanında değil; güya korunup (her nasıl korunmuşsa!) yıllar sonra Müslümanlar tarafından yazılı hale getirilmiştir. Bu adam ilkin Yahudiydi, Tevrat'taki hikâyeleri çok iyi biliyordu. Zaten onun Muhammed'den aktardığı hadislerin hepsi Tevrat ve Yahudi kültüründe varolan konulardan söz eder. En önemlisi, Halife Ömer ve Hz. Ali gibileri hem okuryazar, hem de baştan beri Muhammed'le beraber oldukları halde ondan yaklaşık olarak 500 küsur hadis aktarabilmişken; okuryazar olmayan, üstelik son 3 yılda ancak Muhammed'le tanışıp beraber kalabilen Ebu Hureyre ise, nedense binlerce hadis aktarmış. Tabi ki bu da skandalın bir başka yanı...
Sayfa 85 - 3.Bölüm: Kutsal dinler öncesi Mezopotamya'da demokrasi, eğitim ve adaletKitabı okudu
Aşık olursun ve tanıyınca aşkın biter... :))
Sevmek.......hep tanıdıktan sonra ortaya çıkar. Aslında, ilk başta iki ruh tanışma çizgilerini birbirilerinin yüzünde okur ve "tanışma" sonrasında "samimi" olurlar -İki kişi değil iki ruh, çünkü iki kişi birbirlerinden çekinmelerinin yanı sıra bazen samimiyet hissedebilirler.
Reklam
Çocuklarınızı kendi yaşadığımız zamanın kalıplarıyla yetiştirmeyin. Kendinize benzetmeye çalışmayın. Herkes, kendi biricikliğini keşfetsin. Eğitimin biricik amacı da bu olmalı. Kimse kimsenin iradesinde erimemeli.Ben,sen,o olmalı. En sonunda da biz olmalı. Ama birbirimizde erimeden birbirimizde yok olmadan. Zaten her güzel insan, her güzel bilge hep bunu anlatmış.
Ne olursa olsun, hayata sırtını dönmek yok. Bir şeyler yanlış gidebilir, varsın gitsin. O şeyin biçimde”yanlış” olduğunu gördük ya. Burada bize düşen ne? Yeniden başlamak. Evet, yeniden başlamak. Yılmak yok. Kuşlar gibi. Evet, yuvasını yeniden yapa kuşlar gibi. Ne olursa olsun, umutsuzluk yok! Cesaretimizi kaybetmek yok! Zorluk olmasaydı kolaylığın ne olduğunu nasıl bilirdik? Öyleyse, zorluklara karşı direneceğiz.
Sevgi, çiçekler gibidir.Kokuları etrafına yayılarak büyürler.Yoksa arılar,kelebekler,böcekler kendilerine uygun çiçekleri nasıl bulurlardı?
İnsan ne yapıp edip alışmamalı. Çünkü alışmak: Eskimektir.Pörsümektir.Çürüyüp gitmektir.Onun için ben yaşama her zaman,her yerde hayret ve hayranlıkla bakmaya çalışırım.
Sayfa 118
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.