“Günümüzde AB’nin kültür, düşünce ve sanat alanındaki pek çok projesinin Erasmus’un adını taşıması, bir rastlantı değildir.
Çünkü ‘Erasmus Düşüncesi’ dün olduğu gibi, bugün de birleşik bir Avrupa idealinin en güçlü temellerinden biridir...”
Bu denemenin şimdi, Batı'da da hep yapılageldiği üzere ayrı bir kitap olarak basılması, ülkemizin çok ilginç bir dönemine rastlıyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'nde, uygarlığın ve demokrasinin temeli olan laiklik ilkesinin cumhuriyetin kuruluşundan onyıllar sonra ayaklar altına alındığı bir ortamda, Rotterdamlı Erasmus: Zaferi ve Trajedisi, tarihte dinsel bağnazlığın toplumları ne kadar kanlı uçurumlara sürüklemiş olduğunu gösteren bir belge olarak da büyük önem taşımaktadır.