Sen ki anlarsın bu yaşamı
Aşklar şimdi hücrelerde tutsak
Düğünler kelepçeli
Doğumlar
Ve çocuklar zindanlarda.
Bunları nasıl anlatayım sana
Bu türküleri nasıl çağırayım
Bu ninnileri nasıl ...
Ölüme
Kapkara bir kaygu değil artık
Bembeyaz
Bir kitap diyoruz koltuğumuzda.
Kitapların göğüslerinde kan
Bu kanı nasıl okuyayım sana .
Şimdi devleşen bir öfkenin
Ve sınırları ötesi bir özlemin
Bildirisi okunurken her gün
Her saat her dakika
Can çekişen
Bir çağı yaşıyoruz dünyada.
Adnan Yücel
Türkçe ninnileri, otuz beş yıllık bir süreçte derleyerek ilk kez 1925 yılında yayımlayan Macar asıllı
Ignac Kunos, konu hakkında şu ifadeleri kullanmaktadır:
"Ninni, yalnızca evlat sevgisine dayanan ve dinlenmesinde sürekli bir sevginin varlığı hissedilen beyit hâlindeki şiir ve nâmelerdir.
Her Türk annesi, bunu hiç tâlim etmeden ezberler, okur ve kendi hissine göre besteler. Bir saat önceki nâmesini bir saat sonra değiştirebilir. Hemen her çocuk, ninni ile uyumuş ve büyümüştür."
Erenlerin kılıcı,
Arşa çıkar bir ucu,
Bu ne kolay dil ucu,
Lailaheillallah!
Erenlerin durağı,
Yakın eder ırağı,
Arşa çıkar direği,
Lailaheillallah!
(Ayşe Günel-Adana)