Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hiç şüphe yok ki ayaklarıyla yürüyenlerin Allah indinde en kötüsü aklını kullanmayıp sağır ve dilsiz kalan iki ayaklı hayvanlardır.
ABİDİN NESİMİ 1911’de Bingöl'ün Kiğı ilçesinde doğdu. İlkokulu Mercan Sultanisinde, Orta ve Liseyi İstanbul Erkek Lisesinde okudu, Yüksek Öğrenimini İTÜ’nün (o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi) Su Şubesinde yaptı. 1937-1949 yıllarında serbest çalıştı, 1949‘da Bayındırlık Bakanlığı hizmetine giren Abidin Nesimi evli ve 3 çocuk
Reklam
Dertlerimize gerçekten deva aranacaksa, ilkin toplumumuzun muayenesi: Kendi ekonomik ve politik yapısı içinde, bütünüyle ve olduğu gibi yapılmalı; oradan varılacak sonuçlarla ortaya çıkacak hastalığın adı ne olursa olsun, teşhis ikirciksiz ortaya atılmalıdır.
Kırk yıldır söyleriz. Vurduklarına değil, dinlemediklerine yandık. Biraz acele de olsa, gene diyeceğiz. Lâf anlayan beri gelsin!
Osmanlı burjuvaları da, hem istibdadın "Keyfi idaresine karşı" duruyorlar, hem de "Kendilerini zenginleştirmiş bulunan meyveli tekellerini muhafaza etmek istiyor"lardı
Reklam
Türkiye'de Frenkçe Kumpanyanın Arapça karşılığı ŞİRKET'tir . "Sandık" ise artık (Emniyet Sandığı'ndan başkası) "BANKA" adını almış bulunur. Devlet alâcaklısı "Rentier"ler ulusuna, bizde İRATÇI, iratla geçinenler denilir.
Finans Kapital, 19. yüzyılda henüz serbest rekabetçi bankalar ve şirketler halinde iken de iratçı (rentier) idi. Onun için, Türkiye'nin antika tefeci-bezirgân sermayesinin iratçılığı ile çabuk, neredeyse kendiliğinden koklaşıp kaynaştı. "Hacı hacıyı Arafat'ta, it iti kalafatta" dediğimiz oluşla, iki hazır yiyici yerli-yabancı sermaye, daha ilk adımda Türkiye'yi haraca kesmekte kolayca el ele verdiler. Bu "Menfaat evlenmesi" idi. Evlenmede iki yan nasıl gerekliyse, bu gelin güvey oluşta da hem yerli hem yabancı sermayenin bulunması kendiliğinden anlaşılır. Ecnebi sermaye Türkiye'yi "iğfal" etmemiştir. Yerli sermayemiz adlı yosmamız ona çılgınca gönül verdiği için, yabancı sermaye aralık bırakılmış kapıdan, Türkiye'de "hovardalığa" girmiştir.
Demek yerli sermaye-yabancı sermaye oyunu: Millet malını özel kişilere aktarma gibi açık kanunsuzluğu (Şeriat düşmanlığını) "kitabına uydurmaktı".
Türkiye'de sosyal sınıflar ve sermaye yok değildi. Yok olan modern sanayi idi.
Reklam
Sömürge'de: Yabancı kapitalizmin doğrudan doğruya kendisi bir ülkeye zorla girip yerleşir. Yarı sömürgede: Yabancı sermaye, yerli antika sermayeyi kendisine aracı (ajan, komisyoncu) yaparak bir ülkeyi kolayca sömürür.
Marks'a göre, "askerlik sistemi, kurulduğu günden beri, Antika Tarih Ummanı ortasında, bir küçük ada gibi kalmış, neredeyse Modern çağ kurucusu kapitalizm taslağıdır"
Osmanlılık, söz yerindeyse, ilkel sosyalist toleransının, Göçebe demokrasisinin yarattığı Yeniçerilik vurucu gücüyle kurulmuş bir Devlet ve İmparatorluktur.
120 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.