Cebinize sığanı kafanıza, kafanıza sığanı da cebinize sokmayın.
Saçma hayal gücü beni nerelere sürüklüyorsun?
Reklam
Beşikten çıkıp geliyor keder bize Ve beşikten geliyor sevinç de...
İnsanoğlu olaylarda ve yazgısının değişikliğe uğradığı durumlarda doğuştan gelen kederi ve sevinci için gıda aramaktan başka bir şey yapmıyor. Aynı biçimde, doğuştan sahip olduğumuz durum ya keder ya da sevinçtir.
Kadınlar her zaman, görmeseler de kendilerine bakıldığını ve bakmadan da görüldüklerini bilirler.
-Beni mi çağırdınız, küçük bey? - diye sordu. -Hayır, seni çağırmadım. Ama dur bakayım, senin adın Domingo değil mi? -Evet, Küçük bey, -diye yanıtladı Domingo, kendisine sorulan soruyu hiç yadırgamadan. -Peki senin adın niçin Domingo? -Bana Domingo derler çünkü. "Pekala, çok iyi,“ dedi kendi kendine Augusto; ‘bize ne ad verirlerse adımız odur. Homeros zamanında insanların ve nesnelerin ikişer adı vardı: birisi insanların taktıkları ad, öteki de tanrıların verdikleri ad. Tanrı beni nasıl adlandıracak? Peki niçin öteki insanların bana verdikleri addan başka bir ad takmayayım kendime? Niçin Eugenia’ya başkalarının, kapıcı Margarita’nın söylediği addan farklı bir ad koymayayım? Ona ne ad koysam ki?’”
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.