Canakkale;Türk toplumunun elitini oluşturan , doğu ve batı kültürüne vakıf, eğitimli aydın bir nesli şehit verdiğimiz ve bunun yokluğundan kaynaklanan sosyal sarsıntıların günümüze kadar devam ettiği bir varoluş mücadelesidir.
On yıl kadar önce, Nuri Yamut Şehitliği çevresinde de, yığınla şehit kemiğine rastlamış ve dostların yardımıyla, onları da yeniden, dualarla defnetmiş, tabii ki çok üzülmüştük. Böyle mi olmalıydı? ''Biz böyle değildik. Bize ne oldu?'' Kendi kendime bu soruyu sorunca, aklıma hemen gönül adamı Arif Nihat Asya geldi. Şöyle diyordu baba dostu adam: ''Bize bir nazar oldu Cumamız pazar oldu Bize ne oldu ise Hep azar azar oldu''
Sayfa 35
Reklam
...Çünkü Çanakkale ruhunu anlatan şu hatıra da Mustafa Kemal'e aittir: ''Biz, ferdi kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Yalnız size, Bombasırtı vakasını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasında mesafeniz sekiz metre... Yani ölüm muhakkak... Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamamacasına kamilen düşüyor. İkincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayan-ı gıpta bir itidal ve tevekkülle, biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor. Hiç ufak bir fütur bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okuma bilenler ellerinde Kur'an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler, kelime-i şahadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Savaşı'nı kazandıran, bu yüksek ruhtur.''
Sayfa 45
Sağlığında özel bir ilgi ve ikram göstermeyenler, ona vefatından sonra heykel dikmişlerdi. Oysa Çanakkale'nin Seyit Onbaşı'sı, bakımsızlıktan ve sağlıksız beslenmekten dolayı hastalanmış, zatürre olmuş ve ölmüştü.
Sayfa 130
TURİSTİK GEZİ BİLETLERİ BOŞA GİTTİ Seyit Onbaşı, İngiliz-Fransız sömürgecilerinin iştahlarını kursaklarında bıraktı. Çünkü muhteşem donanmanın mutlaka Çanakkale'den geçeceğine inanmışlardı. Donanma Çanakkale'yi geçince Marmara, Marmara'dan sonra da İstanbul ele geçirilecekti. Osmanlı başkentinin düşmesi demek, Osmanlı'nın felç olması, kötürüm olması demekti. Ve bu sonuca kesin gözüyle bakılıyordu. Bu kesinliğin Batı kamuoyuna yansıması da, Londra ve Paris'ten İstanbul'a seyahat programlarının hazırlanmasıydı. Boğaziçi'nin mavi ve tatlı dalgaları karşısında geçirilecek zevkli günler hayal besleyici düşünceleriyle, vapur şirketleri tarafından, seyahat için gidiş-dönüş biletleri bile basılmış, hatta Cook şirketi İngilizlere bin bilet de satmıştı. Dönmemek üzere geleceklerdi. Şükürler olsun ki, Çanakkale'de şahlananlar müsaade etmediler. Dönmeyi düşünmeden yürüdüler düşman üstüne... Yüz geri döndürdüler...
Sayfa 143 - Yeni Mecmua, Çanakkale Özle Sayısı, s. 27-115
Türk kadını kalemini, kafasını kullanmayı bildiği gibi sırasında da sırtında cephane taşımayı, kahpe kurşun yaralarını onarmayı ve yiğit Türk çocuklarını yetiştirmeyi bilen yüksek bir yaratılıştır.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.