Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kapitalizm her şeyden önce tarihsel bir toplumsal sistemdir. Ka- pitalizmin kökenlerini, işleyişini ya da yürürlükteki perspektifle- rini anlamak için, var olan gerçekliğine bakmamız gerekir. Kuş- kusuz, bu gerçekliği bir dizi soyut önermeyle özetlemeye girişe- biliriz, ancak, bu gibi soyutlamaları gerçekliğin değerlendirilme- sinde ve sınıflandırılmasında kullanmak aptallık olur. Bu neden- le, böyle yapmak yerine, kapitalizmin pratikte fiilen nasıl oldu- ğunu, sistem olarak nasıl işlediğini, neden böyle bir gelişme gösterdiğini ve şimdilerde nereye yöneldiğini açıklamaya çalış- mayı öneriyorum.
Sayfa 11 - Metis Yayınları ,4. BasımKitabı okudu
ikinci siyasi sonuç ise, dünyanın dört bir yanında halkların sonuç olarak devlet aleyhine dönmüş olmalarıdır. 1848'den 1968'e kadar dünya siyasetine hâkim olmuş liberal/merkezci siyasi programın son kalıntılarını yok etmeyi sağlayacak bir fırsat olarak gördükleri bu durumdan yararlanmaya kalkan yeniden dirilmiş muhafazakârlık da halkları bu tavrı takınmaya epeyce teşvik etmiştir kuşkusuz. Ama söz konusu halklar, bu tavrı alarak, gerici bir ütopyaya destek veriyor değiller çoğunlukla. Daha çok, aşamacı reformizmin kendi çektikleri acılara herhangi bir şekilde çözüm olabileceği fikrine duydukları inançsızlığı ifade ediyorlar. Nitekim, bu tür aşamacı reformizmin en mükemmel aracı olmuş olan devletin aleyhine dönmüş durumdalar.
Reklam
Aydınlanma hümanizmi/bilimciliği, gerçekten evrensel bir evrenselcilik, bütün insanların -ebedi gerçeklerle ilgili rasyonel görüşleri ve anlayışları yoluyla, bu gerçekleri herkesin yeniden üretebileceği yollarla doğrulamaları yoluyla- eşit bir biçimde ulaşabildikleri bir evrenselcilik üzerinde hak sahibi olma iddiasını, şüphesiz
Ütopyaların Toplumsal Uyuşturuculukları Üzerine
“Bildiğim bütün ütopyalarda ki gerçek sorun, yalnızca şimdiye kadar hiçbir yerde var olmamış olmaları değil, bana ve başka birçok kişiye yeryüzünde hiçbir zaman var olmayacak cennet düşleri olarak görünmesidir. ...ütopyalar yanılsamaların, dolayısıyla kaçınılmaz olarak hayal kırıklıklarının besleyicisidir... Gerçekten ihtiyaç duyduğumuz en son şey, daha fazla ütopyacı görüşlerdir.”
Muhafazakâr Doktrinin Statükoya Olan İstek Dışı Desteği Üzerine
“Muhafazakârlığın sorunu suradadır ki bu bakış açısı... O kadar iyi durumda olmayan bütün insanlar ve özellikle gerçekten kötü durumda olanlar için geriye bıraktığı, belki dolaysız bir yardımseverlikle birlikte, yalnızca ölçülü bir sabır tavsiyesidir. Fakat muhafazakâr doktrinin niteliğinden ötürü, -muhafazakârlar genellikle toplumsal hiyerarşinin kaçınılmazlığından, dolayı sürekli bir toplumsal eşitsizlikten söz etmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir- talep edilen sabrın bir anlamda hiçbir zaman sınırı olmadığı için muhafazakârlık dünya nüfusunun çoğunluğu için kendi yaşam sürelerinde somut pek az düzelme, hatta çocuklarının yaşam sürelerinde bile somut pek az düzelme önerir.”
tarihsel kapitalizm, temel iktisadi etkinlik içinde geçerli olan ya da ağır basan iktisadi amacın ya da "yasa"nın sınırsız sermaye birikimi olduğu o somut, zamanla sınırlı, mekanla sınırlı, tümleşik üretim etkinlikleri yeridir. Bu toplumsal sistem, içinde böylesi kurallara göre iş görenlerin, bütün üzerinde, başkalarının da aynı kalıplara uymak ya da uymamanın sonuçlarına katlanmak zorunda bırakılmasının koşullarını yaratacak ölçüde etkide bulunabildikleri sistemdir.
Reklam
Devlet otoritelerinin diktatörce davranışı genelde gücün değil zayıflığın işaretidir.
Sayfa 99
Cinsiyetçiliğin Kurumlaşması
“Fiilen, üretken emek (başta ücret olmak üzere) para getiren emek olarak, üretken olmayan emek ise, çok gerekli olmakla birlikte yalnızca "geçim" etkinliği olduğu ve bu nedenle başkaları tarafından el konulabilecek bir "artık üretmediği” söylenen emek olarak tanımlanır olmuştur. Üretken olmayan emek, ya düpedüz metalaştırılmamış ya
İspanyol krallarının iktidarlarını sürdürdükleri ve en az değişiklik ve reformla yönetimlerini korudukları yapısal bir katılık oluşturdu. Devlet gelirlerindeki düşüşe rağmen devlet, parazit bir yaşam süren saray bürokrasisinin lüks harcamalarını üst düzeyde tuttu ve hatta artırdı.
Meksika Peru’ya mamul mallar,lüks ihtiyaç maddeleri ve köle ihraç ediyordu ve karşılığında para ve civa alıyordu.
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.