Tarihte tanrıdan bol bir şey görünmüyordu. Hepsinin ayrı dini, peygamberleri, ayrı ayrı ayinleri vardi. Hepsinin taraftarları kendi tanrılarının hakiki tanrı, diğerlerinin hurafe ve yalan olduğunu iddia etmişlerdi. Su hâlde hepsinin de insan icadı, insan hayalinin mahsulü olması mümkün değil miydi? Bu takdirde ruhun ebedi hayatından da ümit kesmek lazım gelmez miydi?
Sayfa 34 - İnkılap KitapeviKitabı okudu
"Onu düşünmüyordum." dedi Stuart. "Sen konuşurken nereye gittim, biliyor musun? Birkaç gece önce kiraladığım film geldi aklıma; Yeşil Yol. Bir idam mahkûmun son yemeğini yediği unutulmaz bir sahne var. Bence sen Las Vegas'ta, evlenmeden önce özgürlüğünün tadını son kez çıkarmak istedin."
Reklam
Neydi bu ahret! Bu dünyada sevip kaybettiğimiz, isteyip ele geçiremedigimiz bütün şeylere kavuşulan yer.
İnkılap KitapeviKitabı okudu
“Görecek başka bir şey kalmadı” dediğinde öyle olmadığını biliyorsun. Bir yolculuğun sonu yalnızca bir başkasının başlangıcıdır… Görülmeyeni görmek, görülmüş olanı tekrar görmek, yazın görülmüş olanı baharda görmek, gece görülmüş olanı gündüz görmek, daha önce yağmur yağan yeri güneş altında, yeşil buğdayı, olgun meyveyi, yer değiştirmiş taşı, orada olmayan gölgeyi görmek gerek. Atılmış adımları tekrarlamak ve onlara basa basa yeni yollar açmak için geri dönmem gerek. Yolculuğa yeniden başlamam gerek. Her zaman… Yolcu geri dönüyor artık…
Sayfa 237Kitabı okudu
Demek ebedi hayat muhakkak değildi. Bu dünyada sevilip kaybedilen, isteyip ele geçirilemeyen şeylere başka dünyada kavuşmak ümidi de zayıftı. İnsan, bir mihnet içinde kapadığı gözlerini belki başka âleme açamayacak ve dalından düşmüş bir kuru yaprak gibi toprakta çürüyüp gidecekti.
Sayfa 34 - İnkılap KitapeviKitabı okudu
Gözlerimi kapattı­ğım zaman öncelikle hiç şaşmadan son derece kötü ve tekdüze bir mavilik görüyorum, açık fakat yıldızsız bir gecedeki gökyüzünden farkı yok. Birkaç saniye içinde bu alan, sayısız yeşil tanelerle kıvılcımlanarak hare­ ketleniyor, birkaç katman halinde bana doğru yakla­ şıyor. Aniden sağda, birbirine paralel ve çok yakın iki çizgi sisteminden oluşan, sarı-yeşil ve altın renginin baskın olduğu türlü renklerden oluşan bir şekil düze­ neği oluşuyor. Hemen ardından çizgiler daha pariakla­ şıyor ve tüm şeklin üzerine yoğun şekilde yanıp sö n en ışık noktaları saçılıyor. Bu resim görüntü alanımdan yavaşça geçiyor ve yaklaşık on saniye içerisinde, arka­ sında çevik bir şekilde dalgalı ve canlı şekiliere dönüş­ meye çalışan bir bulut denizine yol açan tatsız ve uyu­ şuk gri bir zemin bırakarak sola doğru kayboluyor. Bu griye ikinci aşamaya ulaşana kadar herhangi bir şekil yansıtamamam tuhaf. Uykuya dalınadan önce her se­ ferinde insanların ve cisimlerin görüntüleri gözümün önünden geçiyor. Bunları gördüğüm zaman biliyorum ki bilineimi kaybetmek üzereyim. Eğer yoklarsa ya da gelmeyi reddediyorlarsa bunun anlamı uykusuz bir gece demek.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.