Evet. Ve ben yine kırdım. Yine üzdüm. Yine mahvettim her şeyi. 10 günde dişimi sıkıp, özenle, canla, başla inşa ettiğim binayı yine 10 dakikada yıkmayı becerebildim. Her seferinde istikrarı bozmadan sağlayarak bu sefer de aynı şeyi yaptım. Ama artık yüz kalmadı; açtığım yaraları duygu sömürüsü ile kapatmaya, her seferinde klasik cümleleri kullanıp hiçbir şey olmamış gibi devam etmeye yüzüm kalmadı. 10 kez binayı yıkıp 11. Kez, bir defa daha binayı yıkma korkusuyla tekrardan inşa etmeye yüzüm kalmadı. Duyguları sömürü aracı olarak kullanmaktan bıktım. Onlarca kez kalp kırıp onlarca kez hiçbir şey olmamış gibi devam ettirmekten ve devam ettirmeye zorlamaktan sıkıldım. Yalan uydurmaktan yoruldum. İçini dışını biliyorum deyip her seferinde içine etmekten... Gerçekten bahsetmek istemiyorum. Seni anlıyorum, anlarım her zaman, yalanını ortaya atıp onlarca kez derin yaralar açıp güvensizliği yüceltmek gayrı canıma yetti. Her gün bir yarayı sarmayı düşünürken her gün onlarca kez yara bere içinde bırakmak nasıl bi vicdan azabı tahmin edemiyorum. İyiliği düşünüyorum yalanını da kullanıp iyiliği de kötülüğe mal etmekten hayâ etmez oldum. İffeti ağzından düşürmeyip Gönül perdesini defalarca delmekten, lekelemekten... Başını getirip de sonunu getiremediğim cümleler arttığı vakit... Diyecek sözün kalmadığı an anla ki 10 kez yapıp yıktığın binanın artık temelini de darmaduman ettiğinden, ola ki bir kez daha binayı inşa etmeye kalkıştıysan artık bu sefer işe daha derinden başlaman gerekecek ve Derine attığın her adım geri dönüşü olmayan çatlaklara ebedi kapıyı aralayacaktır...