Pakistanlı Felsefe profesörü M. Abdul Hye şöyle söylemiştir:
“Gazali, Eşariliği öylesine popüler yapmıştır ki bugün artık müslüman aleminin genel ideolojisi haline gelmiştir Eşarilik. Halife Memun’un Aristolu rüyaları bir kabusa dönüşmüştür.
G.B. Macdonald şunu demiştir:
“Gazali zekayı ve aklı sadece akla olan güveni yok etmek için kullanmıştır”.
Duncan Mcdonald devam eder:
“Gazali işini bitirdiğinde İslamda geriye hayata dair hiç bir entelektüel temel kalmamıştır. Yunan skeptiklerle David Hume’un şüpheciliğinin tarafındadır. Nihayetinde bizleri vahyin ve el yazmalarının sınırladığı dünyaya savurmuştur.”
Gazali’den 100 yıl sonra Endülüs’te İbn-i Rüşd, Gazalinin Filozofların Tutarsızlığı isimli kitabına satır satır reddiye yaptığı Tutarsızlığın Tutarsızlığı isimli kitabında akıl ile vahyin birlikte var olabileceğini anlatır.
Ayrıca Gazali’nin “safsata” olarak nitelediği felsefe için tıpkı Mutezililer gibi ilahi yasanın olmazsa olmaz bir ilkesi olduğundan bahseder.
Ancak çok geçtir artık. 1195 yılında Cordoba’da İbn-i Rüşd’ün tüm kitapları yakılır ve felsefe yasaklanır. Aristo’nun en büyük çevirmenlerinden biri olan İbn-i Rüşd islam dünyasındaki sıfır etkisine rağmen Avrupanın kaderine muazzam bir değişim getirmiştir. Cordoba’daki kitap yakımından önce Avrupa’ya dağılan kitapları yaratmıştır bu değişimi.