Yoluna cânın veren cân-bâz imiş Işk eri ma’şûkına dem-sâz imiş Gizleyim der idi âşık râzını Göz yaşı, yüz sarısı gammâz imiş t
Sebahat Abla
Kahvenin önünden Şöyle salınıp geçerken Hayat dururdu sanki Zamana değmeden Bulaşır neşesi Konuşup söylerken Dağılırdı gam keder İnsanın kalbinden
Reklam
Diyarbakırlıymış adı Bahtiyar Suçu Saz çalmakmış Öğrendim kadar...
Birden gerçeği görecek miyiz
Yetmiyor bak ne söz ne saz Beni senden başkası anlamaz Uzaklaşırken yavaş yavaş tat vermiyor hiçbir savaş 🎧🎧
GALİBA DÜNYANIN SONUNA GELDİK
Galiba dünyanın sonuna kaldık Gelin belli değil kız belli değil Ne nasihat duyduk ne öğüt aldık Sohbet belli değil söz belli değil Dünya güzellendi tadı kalmadı İnsanın edebi udu kalmadı Günahın sevabın adı kalmadı Hakikata giden iz belli değil Aylarca yol çeken develer atlar Onları kurtardı bu ferasetler İnsanlar yol için taktı kanatlar Yokuş belli değil düz belli değil Hasta gönlün tedavisi zoraldı Gizli sır kalmadı aşikar oldu İrenkler çoğaldı boya bozuldu Kumaş belli değil bez belli değil Veysel nene gerek dünyanın hali Kimi hasır dokur kimisi halı Tam çalgıya karıştırdık kavalı Davul belli değil saz belli değil
Âşık Veysel
Âşık Veysel
Istırâbdır yiğidim azığımız, hicrandır Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır Gene de ye’se düşme yiğidim; imtihandır Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı Ufka bir bak, ilerle; inkılâba az kaldı. Ülkemden hatırıma hep sefiller geliyor Bin yüzlü Ebrehe’ ler, kara filler geliyor Şimdi devran
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.