Atsız, romanda anlattığı bu ozanlar gibidir. O, âdeta modern bir ozandır. Kopuz veya saz çalmaz; fakat âdeta ozanların dili gibi bir dille eski zamanın hikâyelerini, kanlı vuruşmaları, yiğitlikleri anlatır...
derdim elvan elvan katmer katmer yaz dostum yaz...
derdimi anlatmaya denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa az.
bir ozanım ki dilimde hüzün türküleri elimde saz.
yaz dostum sevdiğim gibisi kolay kolay gelmiyor, böyle yaz...
KK
Unuturum elbet bi zaman sonra diyordum da harbiden unutamadım. İşin kötü tarafı ne Aşık Veysel gibi saz çalabiliyorum ne de Nazım gibi şiir yazabiliyorum. İçime atmaktan ölücem sanırım...
Beni bir kaç kez sollar geçer,
sabah ayazları ,kedi tüyleri ,işbaşı telaşları ,tıka basa dolu otobüsler ,narenciyeli etekler ,gümüş işlemeli yürekler ,kalpte yaz telaşı ,mihenk taşında demir eller ,kaçık çoraplı tenler, asma kilitli göz uçları,uzayan adımlar ve kısalan saatler.
sanki hep bir şeyleri kaçırdım; her şey üzerime
Gelmesi gerekti.
Tanımlamak için
görevini gerçeğin,
çekiç yapmak için zincirleri,
kurşunları saz telleri,
ve elleri - ılık yuvalar,
ki kuşlar olsun,
ve yağmur incileri
ve yemyeşil özsuların dolaştığı
çayırları öpmek için eğilen
dudaklar,
ey sevgili özgürlük,
ki sen,
bize gelesin
ve diyesin:
«Merhaba, insanlar!»