Bir kadın müslüman ülkede maca gıdıyor.
Oranın kültırune inancına saygı duymuyor ve kötuluyor organızasyonu.
Taraftarın gözlerı kadında imiş.
Acıkcası askerden geldım .egeye calışmaya gıttığımde hem iş hem tatılde bi gun denize gıttım.
45 50 li yaslarda yabamcı turıstler ustsuz guneslenıyor.
Tabı ılk etap göz sağa sola sureklı kaydı bı saat sonra normale dondu.
Bı kac yaşlı kadın kessede kadınlara sert bakınca önune baktı.
Daha sonra ise göz aşina olunca dıkkatımı cekmedı ve sahılden cok kimsenın olmadığı kayalıklarda yüzerdım.
Fakat cok vardr egede şunu yaptım şöle ettım bole ettım böburlenen .
Nasıl bi mide var bılmıyorum .
Bızım toplumu da öle yozlaştırdılar .
İnamlı ınanssız arası , yarı ahlaklı yarı ahlaksız arası.
Insan nefsinin efendısı vıcdanının öğrencısı olmalı.
Eskıden delikanlı adamın tek sevdığı olur kimsenın karısı kızına yan gözle bakmazdı.
Rüşvet yıyen karı kız kovalayan ortamdan dışlanırdı.
Bugun ise cok kotu.
Bir İngiliz Casusu Hampher’in İtirafları
(Sadece iki dk. Oku; Ve günümüzde ki olaylara bak)
İngiliz casusu Hemper Diyor ki:
10 sene İstanbul medreselerinde Arapça okudum hafızlık yaptım.
Evlenme tekliflerini kabul etmedim gavurlugum ortaya çıkmasın diye!
Beni devletim casusluk yapmak üzere görevlendirdi.
* * * * *
Osmanlı'da gördüğüm 3 güzel ahlak yüzünden casusluk yapmayacağımı
Ahlak üzerine
Ahlak ve adalete dair yargı ve tutumlarımızın sürü halinde yaşayan bir canlı olmamızla, kişisel olarak ise anne babamızın bizim üzerimizdeki projeksiyonları, bizim bu projeksiyonlara yanıtımız, annemizin bebekken duygusal olarak bizi ne ölçüde aynalayabildiğiyle ilgili olduğu çok açık.
Bunun hangi tarihte, nasıl bir mülkiyet rejimi içinde, nasıl
Ahlaksız başarı, uçurumdan atlamak gibidir, Uçarsın ama yaşayamazsın
Zeki ve başarılı çocukların hayalini kurmuştu yetişkinler...
Allah da dilediklerini verdi...
Şuan dünyadaki insanlar zeki, başarılı, uyanık
fakat
işte oraya bir fakat koyacağız ki hepsini silip süpürecek...
Ve fakat
merhametsiz, bencil, amaçsız, adalet duygusundan ve duyarlılıktan yoksun, ahlaki bir çizgisi olmayan bir nesil...
İnsanı ahlaken eğitmeden zihnen eğitmek topluma bela kazandırmaktır. (Theodore Roosevelt) demişti düşünür ve haklıydı...
Hep beraber görmeye devam ediyoruz...
Biz, nübüvvet nûrundan uzaklaştıkça câhiliyye karanlığına dûçâr oluyoruz. Âlemlere rahmet olan Muhammedî ahlâktan uzaklaştıkça, şiddet ve kabalık hayatımıza hâkim olmaya başlıyor. Biz İslâm’ın güler yüzünü temsil ederken, kadınlarımız da hanımefendi mevkiindeydi. Erkeklerin onlara muâmelesi de en güzel, en zarif ölçülerdeydi. Ailevî bir sıkıntı
Dindarların temsil edemediği dini, dinsizler temsil eder.
İnsan, başkasıyla yaşamayı göze aldığı an ahlak yasalarına tabi olmayı da göze alır.
Böylelikle insan, insanlar olunca ahlak zorunluluk haline gelir.
Din; ahlak yapısının kaynağı ve koruyucusu, (İslam'a özgü; değişmez ve değiştirilemezliğin) teminatı olduğundan ahlaken yaşamak ismi konmasa da manevi olarak dinen yaşamaktır.
Bu yüzden kimse ahlaksız kalamayacağı gibi dinsiz de kalamaz.
Toplum varsa ahlak da var olacağı için dindarların öğrendiğini yaşamaması halinde dindarlardan öğrenilen/esinlenilen ahlakı dinsizler yaşayacaktır.