Altıncı Mektup
Bir gün bir yalnızlığa düştüm yine. Başımı ellerimin arasına aldım, sessizce ağlamaya başladım . Önümde yarıya gelmiş bir konyak şişesi 'beni iç' diye fısıldıyordu, 'beni iç'. Sonra yalvarmaya başladı: 'Ne olur' dedi 'ne olur haydi iç beni'. Bir bardak doldurdum, tepeme diktim . Şişe rahatladı, sustu. Hani
Dün Akşam
Dönüp dönüp nekâhet kelimesine varıyorum. Hastalığın iyileşme süreci olarak tanımlıyor bu hissi lügatler ama ben çocukluğumdan kalan bir hissin, uyku ile uyanıklık arasında, rüya tadında, hayal bahçesinde bir şey gibi duyumsuyorum. Yahya Kemal bu hissin "tatlı" olduğundan bahsediyor ârifâne bir tecahül ile. Âh cehalet... Onun da tatlı
Reklam
Nedir ki akşam dediğin?
Bir gün daha eksildi ömürden. Hem o çok sevdiğim şair de, hayat kısa,kuşlar uçuyor dememiş miydi zaten Gün batıyor diye yüzünüz gölgelenmesin Bakın ne diyor güneş Ölmedim ya,yarın yine geleceğim. Yüreğinizin Güneşi Hiç Sönmesin. ... Alıntı
Güzel olan her günü seninle tekrar tekrar yaşamak erimek yarını olmayan zamanlarda durdurmak bir yerde bütün saatleri bütün kuralları kırıp parçalamak sonra varmak o yerlere mevsimlere dur demek kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak sonra doldurmak ay ışığını kadehlere delicesine içmek ve unutabilmek her şeyi ansızın sevmek seni en yücesiyle sevgilerin birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak güzel olan sevmek seni Tanrılar gibi seninle Tanrılaşmak -Ümit Yaşar Oğuzcan
Dilaver Cebeci
“Çeşmek Be-zen Sitare Ezmen Mekon Kenâre” Nerden çıktın karşıma böyle Sitare Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde Kirpiklerin yüreğime batıyor Telaşlı bir kalabalığın ortasında Ayaküstü konuşuyoruz
Yıl 21 Ağustos 9
YIL 21 AĞUSTOS 8 Günaydın gökyüzü Ferfecir devrederken ferini yeni bir şemse karanlığımı gömüyorum bu şehre ben karmakarışık bir düzenin içinde baş başayım kendimle kuruyan dudaklarım
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.