OLSAN DA BİR OLMASAN DA
Artık görünmüyor mevsimde hüzün Bulutlar bir garip rüyaya dalmış Ufukta güneşi ağlatan yüzün Bir mültecî gibi tenhâda kalmış Toprak yandı gülüm; çeşmeler zehir Şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir Kaç kere çağırdım seni öteden Turnalar uçurdum gittiğin yere Bin parça eyledin kalbimi neden Ruhum bir başına düştü göklere Bana tebessümle bakıyor
Batarken ufuktan akşam güneşi
Ne sevmeyi biliyoruz Ne dost olmayı Beklenti içinde, kıvranıp duruyoruz Güvenmiyoruz, güvenemiyoruz İşte bu şüphe de, yaşam kalitemizi düşürüyor, Neyi niçin istediğimizi çok iyi bilmeden, İlişkinin: adı konmalı yola düşmeden Kervan yolda düzülmüyor, Fakat bütün hayatın üzülüyor Gece sessizce yanından çıkıp gitse de Uykunu kaçıracak bir şüphe olmamalı içinde Bu minvalde kurulan hiç bir ilişki çökmez
Reklam
Yanan Topraklar
Akşam güneşi çeltik tarlalarının üzerine ölgün ışıklarını döküyordu, tıpkı Kızılırmak’ın bulanık rengi gibi. Birazdan gene esaslı bir gece çökecek, köprülerin üzerini karartan, Alpagut ve Çakır Kıran Dağını sarıp sarmalayan derelerde gecelerin nasıl geçtiğini kimse bilmeyecekti. Kendilerini bekleyen yaşlanma ve çaresizliğin sefaletinde!
Yanan Topraklar
Yanan Topraklar
Bir defasında O zamanlar daha lise 1'e gidiyoruz, arka sırada oturan kız.. (ismi neydi yaaa... hah! Aylis) Dedi: "Emre yarın okula gelmeyelim, okula diye çıkalım Kadıköy'e sinemaya gidelim' Tabii o zamanlar erkek olarak kendimize olan güvenimiz sıfır, utancımızdan aynaya bile bakmıyoruz. Yeni-yeni blue çağlarına
Bak batıyor yine Akşam güneşi
artık görünmüyor mevsimde hüzün bulutlar bir garip rüyaya dalmış ufukta güneşi ağlatan yüzün bir mültecî gibi tenhâda kalmış
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.