Kitap, tıpkı bir limana sessizce yanaşan bir gemi gibi, yağmurun altında yumuşamaya, siyah mermere yapışmaya, yavaş yavaş ve sükut içinde yok olmaya başladı. O an içi içini yiyen, kitabı beyaz duvarın neresine koyduğunu anımsamaya çalışan ve kıvrımlı yüzeyde parmaklarını onu başka bir kitaba yapıştırarak koyduğu yeri bulma umuduyla dolaştıran Carlos Brauer’i canlandırdım zihnimde. Ve bir an için kitabın nerede olduğunu unutmasına değil de çimentonun altında oluşuna ve onu bulma arzusuna duyduğu sitemi hisseder gibi oldum. Bunu Bluma için mi yapmıştı? Yoksa yalnızlıktan bıkıp, belki rüzgârda sallanan kemikleri örten kitapların çağrısını duymasıyla kendi için mi? Her şey, çığlık çığlığa şaşırtılmak istediğini haykıran bir kadının naif fakat giderilemez bir ihtiyacı yüzünden miydi yoksa? Ve bu istek bitmesi gereken, hatta çok daha öncesinde biten bir şeyin sonu muydu? Böylece tek yapabileceği balyozu eline alıp, sanki bu şekilde hapsolduğu hapishaneden kurtulacakmışçasına, kendi eserini bir kez daha yıkmaktı belki de sadece.
Kâğıt Ev
Kâğıt Ev
Theseus'un Gemisi
“Minotauros labirentte ölü yatıyor. Yıllardır, Atinalıların Girit kralı Minos’a haraç olarak her sene gönderdiği yedi genç erkekle yedi bakireyi yemişti. Sonra Atina kralının oğlu Theseus gönüllü olarak genç kurbanlarla birlikte Girit’e yelken açtı. Ariadne’nin iplik yumağının kılavuzluğu sayesinde Minotauros’u öldürdü, hapsedilmiş arkadaşlarını da kurtardı. Dönüş yolunda Theseus, beyaz yelkenleri çekmeyi unuttu, yola çıkarken gemide kara yelkenler asılıydı; yaklaşan geminin cenaze taşıdığını sanan babası, oğlunun öldüğünü düşünüp kendini denize attı. Atinalılar, bu gençlerin hayatları kurtulursa her sene aynı gemiyi hediyelerle, kurbanlarla birlikte Apollon’un kutsal adası Delos’a göndermeye söz vermişlerdi. Sağ salim dönen Theseus bu sözü tuttu, gemiyi her sene Delos’a gönderdi. Atinalıların minnettarlığı, Theseus’un ölümünden sonra bile bu geleneği devam ettirecek kadar büyüktü. Birçok yolculuktan sonra orijinal gemiyi onarmak gerekti. Hürmetlerinden ötürü gemide yenilenecek her parçanın orijinalinden ayırt edilemez olmasına karar verdiler, böylece gemi her zaman aynı gemi olarak kalacaktı. Zamanla geminin her parçası değiştirilmiş olmasına rağmen dışarıdan bakıldığında gemide bir değişiklik görünmüyordu.”
802 öğeden 991 ile 802 arasındakiler gösteriliyor.