Vıctor Hugo'nun ömrünün son demlerinde yazdığı söylenen, vefatından 100 yıl sonra yayınlanmasına izin verilen şiiri; MAHOMET HZ.MUHAMMED Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu Metindi, kimseyi kınamıyor, incitmiyordu Yolda gördüğü kimselerle selamlaşıyordu Her gün sanki biraz daha yaşlanıyordu Oysa sadece yirmi ak vardı siyah sakalında
Eczacı yarbay nayî Halil Can (1905-1973)
Halil Can, mûsikîye olan ilgisini, babasından kalma bir alışkanlık olarak nitelendirmektedir. Tasavvuf ehli olan babası Şükrü Efendi’nin evlerinde düzenlediği toplantılarda okunan mevlîd ve ilâhîlerin, Halil Can’da daha çocuk yaşta iken mûsikîye karşı bir ilgi ve zevk-i selîm oluşturduğu anlatılmaktadır. Halil Can, anılarını anlatırken, evlerinde
Reklam
Bir bahar günüydü hava güzeldi Kadı efendiye iki er geldi Yaşlıca olanı söze başladı Ne olursa senden olur ey kadı
Sahaflar Çarşısının Târihçesi, Çarşı Esnafı ve Sahaflık
Dârüttaallim Kıraathânesi, bizim için bir ilim meclisiydi. Şehzâdebaşında. Bir ilim meclisiydi. Bütün profesörler oraya çıkarlar. Başda Mükremin Halil Bey, Emin Âlî Bey, Şemseddin Siver Bey, Hâlid Sarıkaya, Nûri Karahöyük, İslam Müzesi Müdürü Abdülbâkî Efendi, Süreyya Bey, Bahriyeli Fahri Bey. Böyle ilmî sohbet yapılır orda, her gece saat on ikiye kadar, bire kadar ilmî sohbet yapılırdı. Târihî sohbetler, münâzaralar, münâkaşalar filan olur böyle. Tabii kaba kuvvetle değil, birbirlerinin fikirlerine saygı göstererek. Bazı talebeler de gelir edeble dinlerlerdi, sohbete girmezlerdi, onlar yalnız dinlerlerdi, sâmiîn sıfatıyla otururlardı. Anlatıcı : Muzaffer Özak
GECE YARISI YOLCULARI | 17
GÖKHAN VE CEREN Çok kaybı vardı Gökhanın. Duygunun yüzüne vurduklarını unutamazdı. Bir değil, bin günah işlemişti ve binlerce kez özür dilese de, bu sefer gerçekten kaybetmişti. Utanıyordu ve içindeki yaz, kışa dönüyordu. İlk defa böyle üşüyordu ve kat kat giyinse de hiçbir şey değişmeyecekti. Bu sefer harbiden kaybetmişti. Sadece Duygu değil,
İnsan Sarrafıyım! Yeliz vapura binmemiş, meydanda adamın biriyle samimi bir şekilde tokalaşmıştı. Durduğum yerden adamı tam arkasından görebiliyordum. Boyuna bosuna, endamına bakıp adamı tanıyıp tanımadığımı, daha önce görüp görmediğimi çıkarmaya uğraşıyordum. Yeliz'in bu adamla vapura binip Kadıköyü'ne geçmesi pek şüpheli görünüyordu o
Reklam
219 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.