Geceleri sokaklarda yürürken, insanı bulunduğu mekandan uzaklara götüren uğultusuyla başını okşayıp geçen rüzgarı, sakin adımlarla ve başıboş yere basan ayaklarının çıkardığı sesin ritmini, sokak lambalarının solgun ışıkları altında koşuşturan kedileri, uzaklardan gelen ama ne taraftan geldiği belli olmayan köpek seslerini, çiçeğe meraklı bir ev sahibesi olduğu anlaşılan bir evin bahçesinden gelen hanımeli kokusunu, yanından geçip giden arabaları ve hızlı adımlarla gidecekleri yere varmak isteyen insanları, nihayet yürüyüşün bitip ışıkları yanmayan ve anahtarla kapısını açtığın, garip bir sessizliğin seni karşıladığı evine girdiğinde ocağa çay suyu koyup sonra boşvermeyi, gidecekleri bir yeri ve bekleyenleri olan insanlar pek az bilirler.
Ama yalnızlar çok iyi bilir bütün bunları. Yalnızlık ayrıcalıktır.