Doğru ne yanlış ne hepsi iç içe geçmişken Sen varken tek güzel olan, bırakıp nasıl gideyim? Geçtim! Dönüp sırtımı kalabalıklara Evim bildim seni, geçmişim ve geleceğim Oralarda bir yerdeyken sen ve en güzel ihtimalken Bir şey gelmiyor elimden N'olur bana bir şey söyle ne yaptığımı bileyim Ne eksikse sen tamamla, son derece yorgunum Çok uykum var, öp beni, öpersen ne güzel uyurum Ali Lidar
Hoşçakal güzel kadın
Ölümle erken tanışmışları korkutacak çok az şey var şu dünyada... Üç hanenin yaşadığı ortası avluluydu doğduğum yer, avlu ortak meyve ağaçları vardı erik, elma, armut ve vişne...Elma ve armut kuruduğunda epey küçükmüşüm erikle büyümek nasip oldu, tırmanıp düşmekte...üç girişliydi kerpiç müstakil hane. Tuvaletleri her hanenin yanında bahçedeydi labirentlerle ulaşılabilen.Kışın ayazında donardınız tuvalet ihtiyacınızı giderirken... 3 er oda banyo,mutfak taş çatlasın 25 er metrekareydi odalar, sobayla ısınması avantajdı en azından... Hanenin birinde biz,birinde dedem(babamın babası)( yatalaktı, 5 yaşındaydım öldüğünde kefenle sarılmış yatarken evin ortasında , karnının üzerindeki ekmek bıçağıyla hala taze hafızamda) ve diğerinde sevilay teyze kiracımız :'( 20 yada 25 yaşlarında vardı yoktu, masum güzelliğini eşinin dayaklarının gölgelediği... Bahçede oynarken duymuştum hayal meyal tartışma seslerini, konu neydi bilmiyorum 30 yıl sonra hatırlaması imkansız. Odanın birinde çok istediği bebeğinin sallanabileceği, bir salıncak kurulsun diye zamanında takılmış bir kanca. Çamaşır ipiyle asılmış bir güzellik Cinayet miydi? intihar mı? Eve hiç gelmediğini söylemiş polis kahveden alıp eve getirdiğinde, yalandan feryat figan etmişti bide şerefsiz... Kancaya sıçramış bir damla kanıydı ve cesedi indirmek için kesilen ipten arta kalandı bana hatıra... Umarım bir yerlerde mutlusundur güzel kadın, Umarım herşey gönlüncedir... Ablam,teyzem ve çok daha fazlası... Sevilsin diye sevilay konulmuş ismin ama bahtın kötüymüş hoşçakal unutmuyorum seni :'((
Reklam
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
Benim varlığım senin yaptığın bir nakış Türlü güzel renklerini senden almış Kendimi düzeltmeye nasıl varsın elim Senden güzelini yapmak bana mı kalmış
İsmail Ağa cemaatinden ayrılan kadının röportajı
“Babanın elini öpemezsin, baban seni annen gibi hissederse, annenle nikahları gider” Kurslarda verdikleri eğitim baskıcı ve zorbacı. Sadece dinî eğitim veriliyor. Mesela şöyle bir mevzu vardı: ‘Babanın elini öpemezsin, olur da baban eline dokunduğu zaman, annen gibi hissederse, annenle babanın nikahları gider.’ Senden olmayan, İsmailağa
Bilinenin aksine erkekler daha duygusaldır, duygularını kontrol edemezler bu duygu yoğunluğu öyle romantik şeylerle tezahür olmaz işine, ilişkilerine yansıtır...Kadınlar ise duygusal gibi görünen iyi oyunculardır saf ayağına yatmayı duygusal gibi görünmeyi, rol yapmayı tiyatro çevirmeyi iyi becerirler.. seni manüpüle ederek kndine baglar asıl amacini asla bilemezsin menfaatlerine uyuştuğun için seninle beraber olur, (iyi bir evin , güzel bir araban, iyi bir işin kısacası hipergamisine hitap edersin) erkekler kapıcının kızına aşık olabilirken, kadınlar kapıcının oğlunu hor görür..kadın sevmez çıkarlarını düşünür..
Derunkitap
Derunkitap
Son Otobüs
"gece yarısı. son otobüs. biletçi kesti bileti. beni ne bir kara haber bekliyor evde, ne rakı ziyafeti. beni ayrılık bekliyor. yürüyorum ayrılığa korkusuz ve kedersiz.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.