29 Ekim 1923 sabahı…
Nüfus 13 milyondu, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 37 bininde okul yoktu, postane yoktu, dükkan yoktu. 30 bin köyde, yani her dört köyün üçünde cami yoktu. Traktör sayısı sıfırdı, biçerdöver sayısı sıfırdı, karasaban vardı. Ayçiçeği üretimi yoktu, şeker üretimi yoktu, ekmeklik un bile ithaldi, pirinç ithaldi,
❝Ne hayatın fırtınalarından kaçabilirsin ne de yolunun kesiştiği insanların hayatına dokunuşlarından. Güneş her gün doğup batarken, sana değip geçen her olay, her insan senden bir şeyler götürürken, içinde bambaşka hislerde filizlendirir.
Zaman, seni değiştirir. Zaman, seni güçlendirir. Zaman, seni iyileştirir. Zaman, sana mutlaka bir çıkış yolu sunar.
Hayat, zamanın senden götürdüklerinin yasını tutmakla değil, yerine koyabilmekle alakalı. Hayat unutamamanın kasvetinde kavrulmakla değil, huzurla hatırlamakla alakalı. Hayat, filizlenmeye başlayan her yeni umudu tutup yeşertebilmekle alakalı.
Hayat kendini anlamakla, kendini tanımakla alakalı.
Hayat senin ve önce seninle alakalı!❞
☆☆☆
Bugün yine 2017'de yaklaşık iki ay kaldığım yer olan Gebze'deyim. 2017'de Gebze Pelitliköy'de Asya Çikolata firmasında tercüman ve proje yönetmeni olarak çalıştığım zaman Gebze Center'in tam karşısında Turkuaz Otel'de kalıyordum. Bugün tekrar Turkuaz Otel karşıma çıkınca içeri girip anılarımı tazelemek istedim. Biraz tuhaf değil mi? Sebepsizce
"Kimseyi o kadar çok beklemedim çünkü zaten daha on dokuz yaşındayım. Ama biri vardı. Aylı gecelerde seslendim ona, güneş doğarken dua ettim ona, güneş batarken hayalimdeydi. Üzgün müdür diye düşünüp kahroldum, mutlu olsun istedim. Uyuduğunu biliyorsam üzgünse rüyasında mutlu et onu Rabbim dedim. O mutluysa mutluydum ben, o iyiyken iyiydim."
Mary mallon
@Meenesa
·
15 Temmuz 2022 19:51
"Ben seni yirmi yazdır bekliyorum; aylı gecelerde seslendim sana; sen üzgün olduğun zamanlar ben ağladım burda ve sen uykulara dalınca ben nefis rüyalar üfledim uykularına."