Tarihe bir not!
Sevgili arkadaşlar bazı insanları anlamaya çalışarak boşa kürek çekmeyin! Çünkü bazı insanlar ısrarla sizin onları anlamanıza engel oluyor, istemiyor. Bu yaşıma kadar çok şey yaşadım ve yaşadıklarım benim kimlikteki yaşımı çoktan geçti, çok fazla insan tanıdım çok fazla yerde bulundum, acıyı da gördüm mutluluğu da heyacanı da.. fakat, size bunları aynı anda yaşatan bir “vaka” ile karşılaştığımı hatırlamıyorum. Ben hiçbir zaman kolay elde edilen bir şeye ilgi duymadım, bunun sebebi de bir şeyi sen kolay elde edebiliyorsan herkes elde edebilir ve bir değeri yoktur. Hayat beni hep zora sürükledi ben de acı çeke çeke beni süreklediği bu çıkmazlardan alnımın akıyla çıkabildim, hala çıkmaya çalıştıklarım var ve hepsini aşacağıma dair içimde en ufak bir şüphe yok. Dünya hem çok küçük hem de çok büyük. Sen o küçük kısmına kendini hapsedersen hep aynı şeylerin etrafında dolanıp durursun ve bu seni asla ileri taşımaz, hep geriye götürür. Geçmiş denen illetten kendinize pay olarak acı hatıralar almayın, almanız gereken tek şey “ders”!. Ne kadar denerseniz deneyin hiçbir şey ilk andaki kadar anlam da taşımaz, aynı heyecanı da vermez ve üzgünüm ama hiçbir şey eskisi gibi OLAMAZ. Bir insan bir gün içinde de değişebilir, zamanın kimseye acıması yok hepimizden bir şeyler alacak ama aldığı şeylerin yerlerini doldurmaya çalışmadığımız sürece hep eksileceğiz ve sonunda yok olacağız. Benliğini korumak, kendini var etmek, eksilmemek tamamen bizim elimizde… Seneye bugün bu iletiye gelip bu satırları okuyacağım ve şu an olduğumdan çok daha iyi bir durumda olacağım. Kendime söz veriyorum!
Unutmazsan maziyi,
İntikam alır hatıralar.
Aydınlık bir geleceği, karanlık bir geçmişe kurban etmeyelim.
Yılmaz Erdoğan