Ölüm gibi gözleriniz... "Bu bir, iltifat mı?" Hayır bayım, bu bir iltifat değil. Siz, ölümün ta kendisisiniz. Ah, ne zor şimdi bunları size anlatmak. Sessiz bir intihar gibiydi gidişiniz. O günden beri kalbimi uzun ve korkunç duvarların arasında saklıyorum. Ve artık o kadar korkutucu gelmiyor o duvarlar. Kendimden ve kalbimden bir hayli uzağım. Bir hataydı sevmek. O simsiyah kalbinize, papatyalar açtırmak imkansıza yakındı. Artık, gülemiyorum. Artık, sevemiyorum. Artık, ağlayamıyorum. Artık, kahkahalar atamıyorum bayım. Bakmayın öyle gözlerime. Zira ben daha hiçbir şey anlatmadım. Siz, sizi seven kadını, çoktan öldürdünüz. Boğdunuz onu. Nefessiz bıraktınız. Çırpındı önce, kurtulmak istercesine, bakmadınız gözyaşlarına. Gözlerinizdeki acımasızlığı gördü ve çırpınmayı bıraktı. Bilemezsiniz siz. Sahi siz, hiçbir şeyi bilemezsiniz. Ben, katilimi sevdim, ölümüm kaçınılmazdı. İnanmak istedim, aşk ve güzelliğe. Oysa ben şimdi bunlardan çok uzağım. Gözlerimden okunmaz artık hüznüm. Siz, içimdeki mutlu kız çocuğunu, çoktan boğdunuz. Artık, hiç olmayacak hayaller kurmuyorum. Çiçekleri izlemiyorum.
Zembilfîroş hikayesi!
Zembîlfiroş’ta ki aşk, karşılıksız bir aşktır. Ölümü çare gören aşkın hikayesidir. Efsanenin Mezopotamyanın tarih ve kültür bakımından oldukça zengin ve bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış, Mervanilerin başkenti Farqîn’de geçtiği yaygın olarak söylenir. Yörede hüküm süren bir kralın çok yakışıklı oğluymuş. Görenin bir daha dönüp baktığı,
Reklam
Kötülüğün Aleniliği: Uygarlığın Abus Çehresi Entelektüel ihanetin, Batı’nın insan hakları savunusunun tamamıyla anlamsız bir hâle evrilmesinin, her dakika canlı yayınlarla ortaya konan çocuk ölümleriyle ve sivillerle dolu hastanelerin, okulların ve mabetlerin dahi en ufak tereddüde mahal vermeden, ‘ama’sız bir şekilde bombalanmasıyla ortaya
- Öyle Seviyorum Ki Seni -
Ansızın karşılaştığım bir şiir gibisin. Dudağımın kenarına kelebek konmuş da uçacak diye korkar gibi seviyorum seni. Huzuru bilen ünlem de gizler gibi, bir korkunun elle tutulur yanı gibi seviyorum. Kiralık ölüm, ilk atlas, son coğrafya gibi. İzinsiz, aykırı, esasen ezber bozan bir şekilde seviyorum seni. Hasadını kaldıran gururlu bir çiftçinin alnında ki teri, yalıtılmış bir hayatla bağdaşır aşk ile seviyorum seni. Çok gizli bir yan tesir taşıyor, aciz bir kaygı, bir gölge gibi ortalıkta dolaşıyor içimdeki aşk... Anlatılmaz ve her bakışta imkansız! Velhasılıkelam, ''Hiç görmeyen ama hep bakan görme engelli gibi çıkarsız bir ruhla seviyorum seni.''
Şen Bilim
Bu boğucu, iç karartia havanın, yaşamın avuntusu çiydir. Şair, kendinin ar- dındadır, kendine varamamanın, kendine yalan söylemek zo runda oluşunun acısıyla, kendinin, kendisiyle aradığı hakikatin ardındadır. Hakikatin ardında, onunla sevişmek, onunla evlen- mek için. Ulaşamayacağını bile bile arayan: Delidir şair. Işıltılı. parlak, renkli
Yüzlerce veda 31 EKİM 2016 ‘Bana bir hikâye anlat’ dedi adam. Sesi, yaşamaktan yorulmuşların bezgin tınısını taşıyordu. ‘Bana bugüne dek duymadığım bir modern zaman hikâyesi anlat’. Durmuş kalp için bir elektroşok. Ona içinde nefes alacağı bir hikâye sunabilir miydim? ‘Veda etmeyi biliyor musun?’ dedim, ‘hiç vedalaşamadan bir sevdiğini toprağa
Reklam
883 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.