Cemal Süreya Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa. Şems-i Tebrizi Düzenim bozulur, Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Svetlana Aleksiyeviç (2015 Nobel Konusmasi)
Nigâr Hacızade Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor. Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Reklam
"Kardeşimin Hikayesi"ndeki kapak resmi
"
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin Hikayesi
'ndeki kapak resmi Belçikalı ünlü ressam René Magritte'in “Aşıklar” tablosuna aittir. Belçika'nın Chatelet kentinden geçen Sanbre nehrinin kıyısındaki evlerden birinde küçük bir çocuk yaşamaktadır. Bu küçük çocuk bir gece uyurken gelen sesler üzerine dışarıda bir kalabalığın, ellerinde meşaleler ile nehir boyunca yürümekte olduğunu görür. Herkes telaş içinde nehire doğru bağırmakta, bir şey aramaktadır. Küçük çocuk ne olduğunu merak ederek kalabalığa doğru yöneldiğinde bir kadının nehre atlayarak intihar etmiş olduğunu öğrenir. Ve o kadın ne yazık ki kendi annesidir. Çocuk, annesinin cesedini geceliği yukarı doğru sıyrılmış olarak yüzünü örtmüş şekilde görür. İşte o küçük çocuk Rene Magritte'dir. Ve çizdiği tablolarda yüzleri bezlerle örtülü insanlar çizmesinin nedeni de annesinin o son halinin gözlerinin önünden gitmemesidir."
Küçük Prens
Bu kitabı okuyunca insan anlıyor ki küçüklere büyükler farklı dilleri konuşuyor.bi çocuk en az 5 yaşından itibaren hedeflerini dile getirmeye başlar.iste tamda bu zamanlarda çocuklarla konuşurken hassas olmalıyız.belki 15 yaşındaki bir çocuğa onu yapamassin bunu yapamazsın gibi sözler söyleseniz size pek aldırış etmeden hedeflerinin peşinden gitmeye devam eder.ama 5 yaşında ki bir çocuğa böyle sözler söyleseniz belkide bütün insanlığı etkileyecek bir laf etmiş olursunuz.yani burda demek istediğim bir çocuk size ben ressam olacağım ben profesör olacağım gibi şeyler söylediğinde siz ona "öyle seyle çok zor hayatta yapamassin "gibi sözler söyleseniz belkide futbolculukta Ronaldo'yu geçecek profesorlukte Einstein geçecek bir zekayı yok etmiş olursunuz Einsteininde dediği gibi Önyargı yi kırmak atomu parçalamak tan daha zordur.cocuklar daha bu önyargı yi kıracak kadar güçsüz dur. Bütün bu sözleri toparliyacak olursak küçük insanların hayalleriyle oynamayın onlara en iyi desteği verin ki işte belki o zamanda dünya tarihinin siz değiştirmiş olursunuz büyük bir profesör ortaya çıkarmış olursunuz....
"İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne" demişti Maksim Gorki: "İşte asıl cinayet bu Utanılacak bir cinayet..." İnsanlar gün içinde kabalıkları, kalabalıklarıyla ne kadar da incitiyorlar değil mi ruhumuzu? Kalbimizi nasıl da kırabiliyorlar. Oysa Platon şu nasihatte bulunur: "Nazik olun. Çünkü karşılaştığınız herkes farkında olmadığınız zorluklarla boğuşuyor..." Dikkat ediyor muyuz buna ? Anlamaya çalışıyor muyuz insanları yargılamadan önce ? Unutuyor muyuz yoksa herkesin bir kalbi olduğunu? Pessoa'dan bir alıntı yapayım yeri gelmişken: "Kimseyle alay etme. Kimseyi küçük görme.Kalbinin en ücra köşesinde bile yapma bunu. İnsan yaşamı alaya alınmayacak kadar hüzünlü ve ciddidir." Çoğu zaman unutsak da gerçek bu... Ressam Van Gogh geçirdiği bir kriz sonrası kendisine sıktığı bir kurşunla yaralanıp evine geldiğinde şu sözü sayıklayıp hayata veda etmişti: "Hüzün sonsuza dek sürecek..." Sürmesin, sürdürmeyelim İnsanları incitmeyelim.
Küçük Cadı Kiki'den bir replik :
– Uçmak için sihirli bir şeyler yapıyorsun, değil mi? + Evet. İç güdülerimizle uçarız. – Cadılık iç güdüsü? Harika, ben de tam olarak bundan bahsediyorum işte. Cadı iç güdüsü, ressam iç güdüsü, fırıncı iç güdüsü. Sanırım tanrı tarafından verilmiş bir yetenek olmalı. Bazen, onun için mücadele etmen gerekir.
Reklam
180 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.