öyle ya da böyle ömür geçiyor işte;
fark etmeden - fark ettirmeden.
yıllar sonra farkına vardığın;
ağarmış, dökülen saçların, yüzündeki kırışıklıklar,
alnındaki derin çizgiler,
ellerinin üzerindeki küçük, kahverengi lekeler.
geriye dönüp baktığında hayatına;
avucunda olup da sa-o-na kalan; bir beden büyük yaşlılığın...
artık eskidi her şey,
var olduğun tüm resimler pastel tonlarında,
ve kırık çerçevelerde...
artık azaldı her şey,
kum saatinin kumu, bitti bitecek...
yılların arkasına saklı, yorgun bir tebessüm yüzünde;
masum bir sevgi gizeminde...
öyle ya da böyle ömür geçiyor işte...
N.K. (Feryad-ı naz)