Dört kelebek bir gün ateşle karşılaşmışlar. Ateşin ne olduğunu öğrenmek istemişler tabii. İlk kelebek ateşe biraz yaklaşmış ve aydınlık verdiğini fark etmiş. Arkadaşlarının yanına gidip 'Ateş aydınlatıcı bir şey' demiş. İkinci kelebek bu bilgiye yetinmeyerek daha fazlasını öğrenmek istemiş ve biraz daha yaklaşmış ateşe, böylece ısındığını hissetmiş. Sonra dönüp 'Ateş aynı zamanda ısıtıcı da bir şey' demiş arkadaşlarına. Üçüncü kelebek de fazlasını öğrenmek isteyip biraz daha yaklaşmış ateşe ve kanatlarının yandığını hissetmiş. Dönüp 'Ateş aynı zamanda yakıcı da bir şey' demiş. Sonuncu kelebek de daha fazlasını öğrenmek istemiş ve biraz daha yaklaşmış ateşe. Önce aydınlığı görmüş, sonra ısındığını hissetmiş, sonra yanmaya başlamış ve biraz daha yaklaşınca yok oluvermiş. Ateşin aslında ne olduğunu sadece o kelebek öğrenmiş ama dönüp arkadaşlarına anlatamamış. Ateşi ancak içinde kaybolan bilir. Tıpkı aşk gibi... O yüzden gerçek aşkı tadanlar anlatamamışlar.