Ölebilirim genç yaşımda, En güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim. Şimdi kavak yelleri esiyorken başımda, Sevgilim, Seni bir akşamüstü düşünebilirim...
Çiçekli elbiseni giymişsin saçında incili tokan ışıl ışılsın ırmak kenarındasın sofra bezini yeşilliğin üzerine sermişsin elinde kitabın yanında çayın ve radyon.. Açmışsın radyodan "Nilüfer kavak yelleri" o, "içimde yılgın rüzgarların ayak sesleri" dedikçe Allah'ım neler başarmışım nerden nereye gelmişim kısacık zamanda neler değişmiş neler atlatmışım neler kazanmışım sana binlerce kez şükürler olsun derken bir yandan gözünden yaşlar akıyor ama bu sefer mutluluktan..
Reklam
KAVAK YELLERİ
Sevgili okuyucular! Özdemir Asaf'ın "Mesaj" adlı şiirini okuyalım. Ardından okuma yolculuğumuza devam edelim. "Ölebilirim bu genç yaşımda, En güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim. Şimdi kavak yelleri esiyorken başımda, Sevgilim, Seni bir akşamüstü düşündürebilirim." "Kavak yelleri" derken kişi kavağa, aklından geçenler yele mi benzetilmiş? Geçici âşık olma hâli sanırım. Kalbin değil, aklın yönlendirdiği sevgi... "Yalnız ne gariptir ki aşk geçer fakat başladığı yerlerde izi kalır." demiş Reşat Nuri Güntekin. Neyse... "Başında kavak yeli esmek" deyimini TDK, şöyle açıklamış: 1) Genç sorumluluk duygusundan uzak, zevk, eğlence peşinde koşmak. 2) Gerçekleşmeyecek şeyler düşünerek vakit geçirmek. Kavak Yelleri; sözleri Nilüfer ve Ülkü Aker'e, müziği Buğra Uğur'a ait Nilüfer'in 1992 yılı "Yine Yeni Yeniden" albümünden bir şarkısıdır. Yaşça kendisinden küçük olan birine âşık olan birinin çaresizlik ifadesi... Bir yakarış, bir yardım çığlığı, bir çıkmaz sokak bestesi... Şarkımızın sözlerinin birazını okuyalım. "Delilik biliyorum senle olmak delilik Takılıp kaldım karşı koymam imkânsız Yaşanan yıllarım senden çok daha fazla Hüzünlerim alır gider sevinçlerimi İçimde yılgın rüzgârların ayak sesleri Sende daha yeni yeni kavak yelleri Doğrusu, yanlışı, ağrısı, sancısı ne varsa yaşanacak Gözyaşı, ayrılık, pişmanlık, dargınlık hepsi benim olacak"
Içimde yılgın rüzgarların ayak sesleri senle daha yeni yeni kavak yelleri..
İnsan nasıl meşgul oluyor? Küçüklüğünde yeme içme işleriyle meşgul olur. Horoz şekeri, elma şekeri, çikolata v.s.. Hep midesine hizmet yolundan gider. Ondan sonra delikanlılık çağına gelir divan edebiyatını eline alır Orhan Veli'yi kendisine rehber eder. Bakarsınız başında kavak yelleri esiyor. Aşktan şevkten şurdan burdan nefsani şeylerle böyle geçer. Ondan sonra nihayet birisiyle anlaşır bir yuva kurar Evlenirler tamam o sahnede kapanır. Ondan sonra artık ev kurulduğu için ev lazım geçim lazım v.s diye bu seferde bir para hırsı başlar. Bir iş kurayım daha çok para kazanayım daha çok aldatayım filan derken mal sevgisi başlar. Mal sevgisini bulduktan sonra "Ya ben zenginim ama kimse ayağa kalkmıyor, iltifat etmiyor birazda başkan olsam" demeye başlar. Sosyal derneklerde vazife almaya başlar. Mevki makam arzusu.. Bir seçimlere girsem belki milletvekili de olurum, belki bakan olurum.. Bu oyalayıcı şeylerin en sonunda da Hubb-ur riyaset vardır. Asıl başkan. En büyük başkan olmak arzusu.. Ondan sonra da hiç olur gider.. Mahmud Esad Coşan (Rh.a)
Bir merhaba ya neden Bir merhaba olmaz. Çok kıymetli merhabaniz Kıymetli de neden cevapsız Başında kavak yelleri mi Yoksa umursamazlık mi Yoksa bak sen merhaba hağ Ah ne kıymetli merhaba Bir merhaba desen Gönüllere taht kursan Bir merhaba tahtı kursan Şiir: Selami Yıldırım
Reklam
611 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.