Her insan bir imtihana, bir efkâra, bir özleme, bir çıkmaza, bir arayışa yazılmış. Dertsiz, tasasız görünen insan kalın maskeyle dolaşır. Yeterince temas edildiğinde gıpta edilecek kusursuz bir hayat yok. Herkesin evinde bir oda eksik. Bir şekilde kaderini sevmeyi öğrenmeli insan.
"Wenn du sehen könntest mein betrübter Freund, dass das Unglück, welches dir im Leben widerfährt, die gleiche Kraft ist, die dein Herz erleuchtet und deine Seele aus den Niederungen des Spottes zum Thron der Wertschätzung emporhebt, würdest du dein Schicksal annehmen und es als ein Vermächtnis betrachten, das dich bildet und weise macht."
Çok fazla, çok az ya da çok geç.
Çok şişman, çok zayıf ya da çok kötü.
Kahkaha ya da gözyaşı ya da kusursuz, kayıtsızlık.
Nefret edenler sevenler.
Ellerindeki şarap şişelerini sallayarak
önlerine çıkanları süngüleyip
kadınların ırzına geçen ordular