Uzun uzun zaman önceydi fikirlerimin olgunlaşma çağıydı. Kendime, doğru şeyi düşünebilmeme rağmen neden uygulayamadığımı açıklayamazdım. Sinirlenirdim. İnsan sadece başkasına değil, kendisine de açıklama yapmayı beceremeyince öfkelenebiliyormuş. Bir abim buyurdu ki, insan geç olgunlaşan bir varlık değil, zamanı gelince olgunlaşan bir varlıktır dedi. Doğru olduğuna inandığın düşünceyi yüreğinde tutmaya devam et, bir gün mutlaka çiçek açacaktır dedi. İnsan ne kadarda tezcanlı dedim içimden. Doğru düşünceleri bulabilmek ayrı bir zahmet onun kalbe inmesi ayrı bir zahmet diye düşündüm. Offf offff diye iç çekerek hayat dedim, gerçekten çok zorsun. O da dedi ki, unutma her zorlukla beraber bir kolaylık vardır, her hal geçicidir, sen heybeni doldur sabırla. Gerçekten de o dönem bittiğinde mücadelemin tutarında değil daha fazlasını Rabbim, yüreğime ferahlık olarak vermişti. İnsan, "ben bunu hak edecek ne yaptım ki" diyor. Şimdi yeni mücadelelere yelken açıyorum. Yeni bir enerji yeni bir macera. Çünkü karşılığını alabiliyorum. Sadece benim istediğim zaman değil, O'nun istediği zaman. Tıpkı, bir çocuğun babasından bisiklet isteyip de, babası da ona bunun için biraz sabır etmeli ve ödevlerini yapmalısın demesi gibi. Babanın evladına bunu demesindeki sebepte yine evladı için olması ayrı bir duygu istediği bisikletten daha iyisini vermesi ap ayrı bir duygu. O çocuk buna inanıp, nasıl ödevlerine sımsıkı sarılmasın, nasıl zorluklara göğüs germesin ve nasıl babasını çok sevmesin.