Dertleşme Naat-ı Şerif
Dertleşme Naat-ı Şerif Kadının şiir okuması caizdir diyorlar biricik efendim Ben Avni ve Muhibbi’den dinledim çok özel şiirler efendim Peynir Yedim Mardin Kızıltepe’de Sevgili biricik efendim Ben kendimi borçlu hissediyorum güzel evliyalara efendim Kabirler de serbestlik varmıdır biz ahir zaman ümmetinize Kabir azabıda biz ümmetinize artık kalksa ya efendim Bizler çok çekiyoruz alev alev yanıyoruz bizler ümmetiniz Dünyadaki gaflet, zulmet bize yetse olmasa kabir azabı bize Benim yazdığım muradımdır Meczubum efendim, öyle etti Rabbi Memnunum halimden öyle etti beni Rabbi Muhammed’in Rabbi Seyyid Mehdi El-Haleli ismini anınca gül tadı oldu ağzım Vakıflarına ve Medreselerine merhamet,dua bekleriz efendim Meczup Barış
itiraf ediyorum!... Ancak, idamdan önce bir demli çayı yudumlarken bir dal cigara tüttürüp Rodrigo’nun Gitar Konçertosu’nu dinlemek istiyorum...
Reklam
İkrarnâme
Münir Baba Tekkesi'nden dönerken Vadi-i sevdaya düştüm, pür-gamım şahım Ali, Kimsesiz kaldım karanlık günde gümrahım Ali, Doğmuyor mihr-i ümidim, çıkmıyor mâhım Ali, Gelmiyor mu güşuna bu ah u eyvahım Ali? Merhamet et halime her şeye agâhım Ali, Var mı senden başka söyle ilticagâhım Ali? Rû-siyahım, pür-günahım, yok yüzüm Peygamber’e İstemem
BİR GÖNLÜN KAFESİNE SIĞMAYAN HİKAYE
Gecenin en zifiri -ruhların en çıplak olduğu bir Kilikya gecesiydi. Akdeniz tuz kokan gözleri ile karanlığın içinden Toros Dağlarına bakıyordu. Toros dağları şehrin kadehlerine kamburundaki keskin ayazı dolduruyordu. Mezesi yoktu o gecenin. Kadehler konuşuyor,ruhlar şiir olup geziniyordu cadde sokak. Gecenin en mor saatleriydi. Gözlerde uykunun
Daralan Vakitler
Yanakları saçları gözleri yanmış Zehirli gaz bombaları Yılan gibi sokmuş yalamış gövdelerini Ağızları, küçücük dilleri yanmış Bütün Beyrut sapsarı kalmış Sanki ağlamak imkansız Başları Paletlerle ezilmiş babaları
Ders notları
"Türk siyasi düşünce alanının tarihi serencamını berrak bir biçimde görmek isteyenler için daha ilk adımda, anlamaya çalışacağı dünyanın sembolik düzeninin aşırı derecede bulanık, entelektüel konumların niteliğinin siyasi mi bilim mi ikircikliğini dayatacak kadar cari zaruretlerin dayatmasını hissetmeden soru sormaya vakit kalmayacak kadar sıkışık bir alanda kendini bulması ve çoğu zaman yarı yolda pes etmesi, yukarıda zikredilen anlamadan uzak bakışın istikrar kazanarak ortalama bir dengeyi sıradanlaştırmış olması ile birlikte ele alındığında, bu durumun niçin böyle olduğu da anlaşılabilir." Türk Sosyoloji Tarihi Şerif Mardin: Eserleri ve Düşünceleri Üzerine kısa bir değerlendirme
Geri18
86 öğeden 81 ile 86 arasındakiler gösteriliyor.