"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun." Birhan Keskin, fakir kene "Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Fransız tiyatro yazarı ve oyuncu Moliere son yazdığı “Hastalık Hastası” oyununu oynarken sahnede kan kusmaya başlar, yere yığılır.Herkes bunu oyunun bir parçası olduğunu zanneder ve ayakta alkışlar. Moliere ölüme alkışlar içinde gider. Aynı gece saat 10 da veremden ölür. Kierkagaard kitabında şöyle diyordu; “Sanırım dünyanın sonu, herşeyin bir şaka olduğunu sananların yüksek alkışları arasında gelecek” Savaşlar, salgınlar , açlıklar, ölümler, katledilen hayvanlar. Yanan bir doğa, katledilen bir dünya. Ve bir tiyatro gibi sanki olup bitenden habersiz seyreden biz insanlar.
Reklam
6 AY - 81 KİTAP
Haziran ayını 14 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim😊 (En alta geçen 5 ayın kitaplarını da bırakacağım, yorum ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.) HAZİRAN AYI 1-)Dünün Dünyası(Stefan Zweig) 2-)Bir Yaz Gecesi Rüyası(William Shakespeare)
Hasan Ali Toptaş'ı hiç sevmedim ve hiç de okumadım. Bu bilinçli bir şey değildi fakat beni iten bir şey vardı. Bundan sonra da okumayacağım. Fakat beni rahatsız eden bir şey var. İki gündür bir mantığa oturtamadığım, çözemediğim bir ikiyüzlülük hissi.. Kadın düşmanı Oscar Wilde, Nietzsche, Moliere, Schopenhauer, Albert Caraco okudum ve muhtemelen okumaya da devam edeceğim. Karısını satan, tecavüzcü Henry Miller'ı okudum. Irkçı, kumarbaz, pedofil, Türk düşmanı Dostoyevski'yi okudum. Oğlancı Platon'u okudum. "Kadın vampirdir, oluklu oyma kalemidir, yiyici ve içicidir; cinsel organı, iştahla yuttuğu eril cinsel organla beslenir" diyen ve Sartre ile birlikte cinsel sapkınlıklarla dolu bir hayat yaşayan Simone De Bevouir'ı okudum. Sadizmin isim babası ahlaksız Marquis De Sade'ı okudum. Irkçı, yobaz, anti semitist, tecavüzcü Louis Ferdinand Celine'i okudum. İşin tuhafı bunları okumaktan pişmanlık duymuyorum. Çoğunu da büyük bir zevkle okudum ve okumaya da devam edeceğim. Bu ahlaksız yazarları okurken, ırkçı birer faşist olduklarını bildiğim System Of A Down'ın şarkılarını dinlemeye de devam edeceğim. Ama bütün bunlara rağmen Hasan Ali Toptaş'ın eserlerine, ahlaksız kişiliğinden bağımsız bakamıyorum. Peki neden? Ben işin içinden çıkamadım. Belki de henüz taze bir olay olduğu içindir, bilemiyorum. Ahmet Altan'ın aşağıdaki yazısını benimsemiş bir okur olarak da bu olaydaki çifte standardımdan rahatsızlık duyuyorum. Ama Hasan Ali Toptaş'ı diğerleri gibi normalleştirmek, sadece edebî kişiliği ile değerlendirmek de içime sinmiyor. #70631900
"Sizi gülümsetebilen insanların peşine takılın, çünkü sadece bir gülümseme karanlık bir günü aydınlatabilir... #Moliere
'' Zorluklar, başarının değerini arttıran süslerdir..,, Moliere
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.