"Tuz ekmek hakkını hıfz eylemekte i’tinâ göster Hudâ’dan gayre ‘arz-ı ihtiyâç etme gınâ göster Şikâyet etme Hak’tan halka her hâle rızâ göster Tama’dan kıl ferâgat ehl-i îsâr ol sehâ göster Düşen bî-keslere rahm et tarîk-i i’tilâ göster Sakın bir dîdeyi ağlatma handân olmak istersen Dokunma hâtır-ı mûra Süleymân olmak istersen" Fenni
Süleyman Kösmene Evlâdın babasına karşı hakkı var mıdır? Ahmet Battal: “Bediüzzaman Hazretleri’nin, “Münakaşa haksızlıktan gelir. Veledin hakkı yoktur ki, pederine karşı hak dâvâ etsin. Pederini haksız görse de ona isyan edemez.” (Sözler, s. 718) cümlesini İslâm hukuku ile temellendirebilir misiniz?” ÖDENEMEZ HAKLAR  Bediüzzaman Hazretleri’nin
Reklam
Düşman
onlar ümidin düşmanıdır sevgilim akar suyun meyve çağında ağacın serpilip gelişen hayatın düşmanı bursada havlucu Receb’e karabük fabrikasında tesviyeci Hasan’a düşman fakir köylü hatçe kadına ırgat süleymana düşman sana düşman, bana düşman, düşünen insana düşman vatan ki bu insanların evidir, sevgilim onlar vatana düşman.. çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına çürüyen diş, dökülen et bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler ve elbette ki sevgilim elbet dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet!
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
GEÇMİŞİNİ UNUTMUŞ, CELLATINA AŞIK OLAN ALEVİLERE HATIRLATMAK GEREK Mİ? GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ALEVİ KATLİAMLARI Sözlü bir geleneğin kutsal taşıyıcıları, bilimi, ışığı, sevgiyi ibadet olarak bilmiş olan Aleviler, horlanmış, dışlanmış ötekileştirilmiş, katliam, sürgün, diasporada yaşamaya mahkûm edilmiş, ama yine de incinsen de incitme diyen bir
Zafer Yıldönümü Kutlu Olsun
PREVEZE DENİZ SAVAŞI Barbaros Hayreddin Paşa’nın ikinci adalar seferi sırasında Ege Deniz’indeki Kiklad ve Sporad adaları fethedilmişti.(1538) Bu sefere Anadolu eyaletinden 19 sancak katılmış ve bu sancakların bazıları Cezayir-i Bahr-i Sefid ve Kapudani eyaletini desteklemek için sonrasında bu eyalete bağlanmıştır. Unutulmamalıdır ki Cezayir-i
(Siz en iyisi üzerindeki derviş elbisesini çıkarın)
“- Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz. Süleyman dervişi hemen huzuruna çağırtır ve ona sorar: — Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın? Derviş kendini şöyle savunur: - Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı; o esnada kanadı kırıldı. Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve şöyle der: - Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun. Kuş kendini savunur: - Onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım. Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasa karar verir: - Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın, diye emreder. Ancak bu emre kuş itiraz eder: - Efendim, sakın böyle bir şey yaptırmayın, diyerek öne atılır. — Neden, diye sorar Hz. Süleyman. Kuş sebebini şöyle açıklar: - Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi bunun üzerindeki derviş elbisesini çıkarın. Çıkarın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın.”
Reklam
575 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.