"Paylaştıkça çoğalanı başaramadığımız halde sahiplendikçe azalacak olanlar üzerinde kopan şu müthiş savaştan biraz daha korkuyorum her şiir okuyuşumda."
Hamdolsun!
Hamdolsun AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay bilmediğimiz o önemli gerçeği söylemiş; ‘’Suriyeli sığınmacılar giderse Türk ekonomisi çöker’’ demiş. AKP Genel Başkan Yardımcısı Özhaseki de Suriye ve Afgan göçmenlerin bazı şehirlerde sanayiyi ayakta tuttuğunu dile getirmiş. Hamdolsun zamanında Amerika Suriye’yi karıştırmış, iç savaşı başlatmış,
Reklam
İşte Yarbay Hasan Bey ile birlikte ölüme giden “Canberk köpek”‘in hikayesi Çanakkale’de savaş son hızla sürerken, gencecik insanlar birer birer toprağa düşerken, 17. Alayın Kahraman Komutanı Yarbay Hasan Bey de askerleriyle birlikte savaşıyor, düşman siperlerine doğru korkusuzca ilerliyordu. İlerleme sırasında bir çeşmeye yaklaştılar ve su içmek
Sevenler Ölmez
Sana sarılmak son kez. Savaştan arta kalan duygularımla. Buse kondurmak isterdim kan kırmızı dudaklarına.. Korkma tüm vazgeçişlerimi yorulmuş siperlerde bıraktım ben.. Sokul yanıma tut ellerimi.. Barut kokuyorum kusuruma bakma.. Kimbilir kaç kişiyi öldürmüştür senin güzel gözlerin? Bırakma beni diyorsun ya.. Yanındayım şimdi. Düşünme yarınları.. Çamurda büyüyor burada çiçekler.. silahım üzerine yemin ederim. Soluduğumda seni titriyor bu yaşlanan ellerim.. Dokun bana.. Bu savaş pahalı ancak barış bedava. İnsanlar aç gözlü, sevmek zor geliyor onlara.. Milyon milyon yağan yağmur gibi dökülüyoruz toprağa.. Sevgilim bu savaştan sağ döner miyim? Kim bilir? Yırtık kağıt parçalarına yazıyorum mektupları.. İstihkamcılar hayallerimizi gömüyorlar.. Seviyorum seni. Bu kurşunlar sevipte kavuşamayanlara.. Ve biliyor musun? Aşk ile vurulmuş olanlar ölmezlermiş bir daha.
Aşk kırıntısı
Gökyüzü bu gece yağmurlu, Ama tek damla görünmüyor gökyüzünde! Yoksa içime mi yağıyor bu yağmurlar? Karanlıklar mı engel görüşüme, Tek tek ışıkları da söndürdü. Bulutlar ayı hep diri tutsaydınız bari. Göz gözü görmüyor içim yanıyor! Sanki senin yokluğuna benim de Yıkılışıma ağlıyor gökyüzü. Artık yağma yağmur onu göremiyorum kutup yıldızımı, birdaha alma onu benden. Nefes alamıyorum, sanki birdaha gelmeyecek. İçim kan ağlıyor hiçbir şeyi algılamıyor gibiyim, uzaktan sanki seni duyar gibi oluyorum pencereye koşuyorum ama sadece kuş cıvıltıları,sen yoksun oturup ağlıyorum sââtlerce,hatıralar bir bir geliyor aklıma sonra derin bir uykuya dalıyorum ,orada bile sen varsın. Önce ellerimden tuyorrsun,sonra bir anda gidiyorsun. ßeni içimdeki aşk kırıtısıyla birlikte toprağ gömüp gidiyorsun ve birdaha asla gelmiyorsun. Korkuyorum ve bir anda uyanıyorum,hâlâ yağmurun devam ettiğini görüyorum ve kalkıp ,pencereye bakıyorum yağmur yavaştan diniyor gibi ve bulutların arkasında gizlenen gökkuşağı kendini bana gösteriyor ,sanki içime bir huzur dolu veriyor. Yazar =Gülşah Düzenleyen=
U ԅ F A L I
U ԅ F A L I
Hikmet biraz düşündü. "Oyunun sonunda Mills evlensin Monika ile, albayım," dedi sonunda. "Çünkü, susup beklemesini bilenler kazanır. Schlick'i de savaşta öldürmekten vazgeçelim; zaten eninde sonunda aklını kaybedecektir, bu gerileme daha fazla dayanamaz. Eskiden böyle kocalar, düelloda filan ölürdü; ben buna benzer bir filim görmüştüm. Şimdi kılıcın yerini ruh hastalıkları aldığı için, bu çeşit ölümleri tasvir etmek biraz teknik bilgiyi gerektiriyor. Schlick'in akıl hastanesindeki yaşantısını da anlatalım mı albayım? Hüsamettin Bey elini tahtaya vurdu: "Oraya girmiş gibi konuşuyorsun Hikmet." "Girmesine girerim de albayım, çıkması zor olur diye korkuyorum. Bugünün doktorları, insanın delirdiğini çok kolay kabul ediyorlar da, iyileştiğine inanmakta biraz nazlanıyorlar.
Reklam
55 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.