“Önce ve sonra aynı yere birlikte varır” demiş Lao Tzu. Şeyler, aynı büyük kadere doğru akıyor. Halk arasında, ‘Sarı sabır’ diye adlandırılan bir bitki vardır. Ortalama ömrü 20-25 yıl olan bu çiçeksiz bodur bitki, yaşamının sonunda birden metrelerce boy atar ve tüm yaşam enerjisini sadece bir kez açtırabildiği sarı çiçeklerine sarf eder. Bu çiçeklenme, bitkinin ölüm sarhoşluğu dönemidir aynı zamanda. Biz insanlar, sabrı bu şekilde deneyimlemeyiz. Hem insanlık tarihi hem de insanın kişisel tarihi bir dizi tökezlemeler, solup yaprak dökme ve tekrar çiçeklenmeler ile yol alır. Halden hale çevriliriz, hem dayanır hem yeşeririz.
Nurettin Topçu, Varolmak’ta “Tırmanacağın yer, hem senden çok uzak , hem de sendedir. Oraya gitmek için çile çekmek, yaş akıtmak da yetmiyor. Bekle ki büyük kapı kendiliğinden açılsın. Ama toprağa konan ölü gibi sabretme sakın; toprağa süzülen su gibi sabret ” diyor. İnsanda taşan ruh, en çok suya benziyor. Su, evrendeki her canlı şeyin tetikleyici unsuru. Toprak, suyu emmeden önceki toprak olarak kalamaz artık, suyun boyun eğdiği nerede görülmüş? İnsanın su gibi sabretmeyi öğrenmesi gerek. Sabır, bu manada, ‘hakikate açılan yol’dur.
Kemal Sayar