Ben şimdi bu kitabı nasıl sansürle anlatayım?
Yana yana okudum. Öncelikle filmini izleyenlere sesleniyorum:
Hiçbir şey görmediniz! Kitapta alası var!
Sadece fiki fiki değil akıcı bir dil,çocukluk travmaları, ilişki aşamaları,cesaret var.
Elbette Anastasia’nın cesareti!
Biri sahip olmak isterken diğeri ait olmak istiyor.
İlişkilerde de bütün mesele bu değil mi?
Bizi besleyen en ilkel güdümüz ne?
Arzu.
Bu kadar allanıp pullanabilir ya!
Bana göre tam bir kişisel gelişim kitabı.
Ah o mesajlaşmaları!
Flörtleşmenin en güzel hali!
Aptal bir sırıtışla okudum kitabı.
Ey kadınlar!
Christian hayali kurarken, düşünün siz Anastasia olabildiniz mi?
Sayfam kapanmasa da açık seçik anlatabilsem bende bıraktığı etkiyi.
Yaralı bir kalple erotizmin harmanı.
Hiç kitap okumayan bir sürü arkadaşımın bir solukta bitirdiği kitap. Eskidi resmen.
Konu sadece cinsellik değil. Dilinin akıcılığı müthiş!
Edebiyat öğrencisi Anastasia huysuz Christian ile röportaj yapmaya gider.
Adamın gizemli doğası onu kendine çeker ve yakınlaşma arzusu ile yanıp tutuşur.
Çömezliğine rağmen güzelliği, zekası ve özgür ruhuyla bu dominant karakter karşısında dimdik durmaya çalışır. Toplumsal baskıyla bastırılan güdülerimize meydan okuyan bu kitap sinsice utanma duygusunun perdelerini aralıyor.
Aşk, tutku, şefkat derken kırmızı odanın kapıları merakla açılıyor.
Bu adam saplantılı hayatıyla Anastasia’nın gözünü korkutsa da aşık olmuştur artık
Bu ilişkinin giriş kitabıdır. Gelişmede görüşmek üzere.