Karanlık odamda kaç gece uykusuz
Düşler kurup mavi bir şafak bekledim
Her defa hüsran, hicran, mutsuz, umutsuz
Hasrete hasret, derdime dert ekledim.
İsmail Ceylan
KADIN SEN HEP GÜL
Kadın bırak saçların dağılsın .
Bu vazgeçişler , bu susmalar , bu kışlar yordu bizi ..
Saçların dağılırsa ..
Bahar gelir bu şehre , bu coğrafyaya .
Gülistana döner mezebotamya ..
Nazlıcan lar yeşerir diyarbekir surlarında .
Aşıklara siperdir diyarbekir surları .
Bin yıllık türküdür kürdün dilinde .
Bir gurur abidesidir
Düşler ülkesine gidiyorum
Yarım bıraktığım aklımı bulmaya
Anılarım rehberliğimi yapıyor
Nelerle karşılaşacağımı bilmez bir haldeyim
Bir ses duyar gibiyim belli belirsiz
Derin bir sessizlikteki mana sanki
Benliğimle biz olma arzusu taşıyan
Ritmi belirsiz ruhumun vuku bulduğu
Sensizle yanlızlık arasında
Gizemim çocukluğum
Bilgeliğim yetiskinligim
Uykusuz bir yolculuk bekliyor beni
Bir karnaval var içimde
Bulutlara karışacak sihir avuçlarımda
Kanatlarım yelken açacak
Sevgilerin kök saldığı maviliklere
Pusulam zihnimdeki hatıralar
Bir fısıltı yeter yön bulmama
İçimdeki sesin güzelliğini duyuyorum
Üfürdüm gökyüzüne raflarımın tozunu
Gidiyorum...
Pınar PEKĞÖZ
17/5/2022
İnsanları tanımak ıcın ugrasmıyorum artık zamanı geldiğinde onlar kendilerini tanıtıyor diyor şaiir dizelerinde doğruda diyor ! Evet insan oğlu etten kemikten varlık olduğu kadar da bir avuç toprak sudan yaratılmış bir avuç su olduğunu unutmuş malesef !Bende artık insanları bu saatten sonra tanımak icin hıç uğraşmıyorum zamanla alışıyor insan
KADIN SEN HEP GÜL
Kadın bırak saçların dağılsın .
Bu vazgeçişler , bu susmalar , bu kışlar yordu bizi ..
Saçların dağılırsa ..
Bahar gelir bu şehre , bu coğrafyaya .
Gülistana döner mezebotamya ..
Nazlıcan lar yeşerir diyarbekir surlarında .
Aşıklara siperdir diyarbekir surları .
Bin yıllık türküdür kürdün dilinde .
Bir gurur abidesidir türkün
Hiçbir şey değişmiyor. Boşuna bu kadar çabalıyorsun. Yine geceleri uykusuz bırakıyor seni her şey. Yine aklında olmayacak düşler kuruyorsun. Durmadan durmadan ruhunu bu azaplara maruz bırakıyorsun. Ne için? Neden kendini boşluğa bırakmıyorsun? Neden olmayan umuda bel bağlıyorsun? Artık bırak savrul bir sonbahar yaprağı gibi.