Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Düşünce Okumaları Üzerine 2.Etkinlik...
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce İslam Düşünce Okumaları üzerine 1.Etkinliğimizi düzenledik. Yapılan istişareler sonunda bu bağlamda 2.etkinliğimizi de düzenlemeye kara verdik:)) Amacımız; 1-Bir düşünürün kitabı belirlenip belli bir zaman diliminde okunması, 2-Veya kimde hangi düşünürlerin kitapları varsa onların
Nobel Ödüllü Yazarları Okuyoruz / Rabindranath Tagore
Aklımda duracağına buralarda dursun dedim ve yeni bir okuma etkinliği iletisi ile buradayım. :))) #45837260 etkinliğinde EKİM ayında 1913 yılında nobel ödülünü almış olan
Rabindranath Tagore
Rabindranath Tagore
okumayı planlıyorum. Mükemmel yeteneği ile, batı edebiyatının bir parçası olan kendi ingilizce
Reklam
İsimsiz.
E-book olarak okumak İsterseniz. drive.google.com/file/d/1upa9t7o... Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz
Barış Akarsu ve Neşet Ertaş’ın oturduğu sofrada neler olduğunu biliyor musunuz? Bundan tam 13 yıl önceydi. Manisa’nın Salihli ilçesinde bir konser gerçekleşecekti. Konserde bozkırın tezenesi, üstat Neşet Ertaş sahne alacaktı. Hemen öncesinde sahne alacak isimse, kalbimizde yaşattığımız, genç yetenek, karadenizin hırçın dalgası Barış Akarsu idi… Hepimizin tanıdığı, türkülerin babası, usta Neşet Ertaş ile müzisyen ve oyuncu çok sevgili Barış Akarsu, aynı sahneyi art arda paylaşmışlardı… 19 Mayıs 2007’de bir belediye konserinde bir araya gelen iki isim, aynı sofraya oturmuşlardı. Bir akşam yemeği yemişlerdi birlikte… Yağmurlu bir gündü… Uzun uzun sohbet ettiler. Hayattan, müzikten, memleketten, dostluktan, aileden bahsettiler… İki iyi yürekli adam yan yana gelince, gece bitmek bilmedi. Neşet Ertaş, o gece, Barış Akarsu‘ya hayran kaldı. Akarsu da elbette ona… Ertesi sabah kahvaltıda yine Akarsu konuşuluyordu. Neşet Baba, söylenenleri dinliyordu… Usul usul gülümsedi önce. Sonra sessizliğini bozdu ve “Onun öğreneceği bir şey kalmamış bu fani dünyada, Allah yormaz onu, alır yanına… Almasın inşallah tabii, ne güzel bir çocuktur o!” dedi. Belki de usta; genelde iyi insanların, erkenden dünyadan çekip gitme sebebini böyle açıklıyordu. Barış Akarsu, bu konser ve konuşmadan 2 hafta sonra, 28. doğum gününde, Bodrum yolunda bir trafik kazası geçirdi. 5 günlük yoğun bakımın ardından maalesef kurtarılamadı ve fani dünyaya veda etti. Neşet Ertaş’ın dediği gibi, belki de Allah onu hiç yormadan yanına aldı… Neşet Baba da Barış’ı hep böyle güzel hatırladı...
Tembellik hakkımı daha az kullansaydım, imdiye eyt olanağından yararlanıp( gerçekten bir olanak) emekli oluyordum ama gel gör ki, emekli olan arkadaşlara veda yemeği babında patlıcanlı, lorlu, patatesli içli çörek yapmakla berhudâr olup bu tarz uğurlamalarla yetiniyorum şimdilik.
İOK NERESİ?
Sevgili Severgil.Çift rakamlı rakımlardan, sıfıra, yeni kalkmış jet seslerinden doldur-boşalta, en güzel yemeği yapan badime, her sabah aynı anda uyandığım KayseriLİ devreme, istirahat vaktinde hatırladığım son şiir satırlarına, görüşün 25 metreye düştüğü düzlere, parçalanmış a4lere, not defterine, gülüğe, o kadarını yapamam dediğim şeyi yaparken yaptığım işe, bot boyasına, sabah tıraşına, zaten soğuktur diye soğuk suyla duş aldıktan sonra suyun sıcak olduğunu öğrenişime, her gece bir tanesi ağrıyan bademciğime, şimdi ise yeni görevime seni fısıldadım.Aynı adını hatırlamadığım sarı kapaklı kitapta çocukların kulak arkalarına fısıldayan yazar gibi.(kitapda Mevlana'mızın "ben köpek değilim, ısırırım dilimi" dizesi vardı.)Mektuba giriş yaptım.En kısa zamanda seni arayacağım.Şu anlarda yağmur damlası gibi yoğunum.Toprağa düşüp onu bereketlendirmem gerekiyor.Sana veda ederken son sözüm:"Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım" olsun şimdilik.Bir saat gülersek bir saat daha var :) Muhabbetle azizim Selamın Aleyküm hayırdır biz geldik.🌹🤴🏿
Reklam
"Şiiri sokağa taşıyan şair” Orhan Veli, tam 108 yaşında. Saygıyla ve sevgiyle... Garip akımının öncülerinden olan şair, şiirin üstündeki “zincirleri” kırdı ve serbest ölçüyü şiire taşıdı. Öncülüğünü yaptığı “Garip” akımıyla şiiri özgürleştiren ve serbest ölçüyü getiren şair, aynı zamanda her konunun şiirleştirilebileceğini kanıtladı.
"KADINA DAYAK ATILIR MI?"
Hayatın gerçeği başka, edebiyatı başka! Çocuk da dövülür mü, sorusuna cevaplar hazırdır. Büyük bir'Hayır!' hemen dillendirilir. Ama gerçek bu mudur? Dinimiz hayat dinidir. Gerçeklerin dinidir. Fıtrat dinidir. Ahlaksızlaşan kadına kurallar dahilinde dayak atılır. Kur'an'daki ayet pek açıktır.( Nisa suresi,34) Veda haccında da Resûlullah
Veda
Maviş’in Vedası; Bir aydan beri balkonda gezinip yemek yiyorum. Sürekli ağaçlara bakıp rüyalara dalıyorum. Acaba özgürlük nasıl bir şey diye! Bir gün özgürlüğe gideceğim, ama o gün bu gün mü bilmiyorum. Ailem bana çok iyi baktı. Bütün yemeklerden yedim. Bazen anne ve babamla bira ve şarap için kafayı buldum. O zaman dilim bülbül gibi açılırdı ve
Cadde çok kalabalık ayak sesleri parfüm kokuları arasından sıyrılarak kayboluyor. Her yerde sıra sıra ağaçlar, müjdelerken adeta mevsimi. Sonbahar işte! yaprakların benliklerini yitirerek renk renk vedalaştıkları.... Hüzün kokulu bir mevsim buruk bir yaz akşamı gibi. Aşk tadı arayan hafif ılık bir sabah dan tir tir titreten sonbahar akşamına doğru böceklerin yaza vedası eşliğinde "Ah o şarkıların...." Bir veda sözcükleri de şarkıya eşlik ederken - "Bana sakın kal deme, son gecem belki de aynı şehirde seninle olan, içimi eriten son bakışın. Soğuk parmak uçların işlerken yüreğime.... " Biten akşam yemeği eşliğinde başlarken umut ettiğimiz her günün vesilesiyle dökülürken sonbaharın yaprakları, notlar yazalım her birine belki bütün mevsimlere. ....... Her mevsimin yarattığı tılsımlara Şeyda GARİBAĞAOĞLU
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.