- " (…) Osmanlı insanının ulaştığı ahlaki şahikayı gösteren nişanelerden biri de sadaka taşlarının benzer uygulaması olan "Zimem" defteridir. O güzel insanların hali vakti yerinde olanları özellikle ramazan günlerinde hiç tanımadıkları mıntıkalardaki bakkal, manav vb. dükkânlarına girer, onlardan Zimem defterini, yani veresiye defterini çıkarmalarını isterdi. Baştan, sondan ve ortadan rastgele sayfaların yekûnunu yaptırıp, “silin borçlarını… Allah kabul etsin” der, çeker giderdi. Mali durumu daha iyi olanlar defterin tamamının yekûnunu yaptırır ve ödemesini yapardı. Bazıları tanınmamak için kılık-kıyafet değiştirerek bu hizmeti yapardı. Özellikle dükkânların tenha olduğu zamanları tercih ederlerdi. Kimse bilmesin, görmesin diye. Sonuç itibarıyla borcu ödenen, borcunu ödeyenin kim olduğunu; borcu sildiren, kimi borçtan kurtardığını bilmezdi. Hiç tanımadığınız bir mahallenin hiç tanımadığınız bir bakkalına gidip hiç tanımadığınız birinin borcunu ödemek. Allah'ın rızasını kazanmak böyle bir şey midir acaba?”
(Nidayi Sevim, İlevdü Dergisi, Mart 2019)