Aşk, alengirli bir süreçtir,
Çizilmiş bir Beethoven plağı, sulu sepken yağan hava da yolun ortasında kalınarak bir türlü kavuşulamayan, gelmek bilmeyen bir sarı taksi, yüzme bilmeyen bir zat-ı Muhterem'in denize düştükten sonra düşmüş olduğu suyla aralarında ki cebelleşmek hali, sıcak kumsal da şemsiyesi bulunmayan bir şezlong belki de,
Belki de bir şair kadar bahtiyar, şarkılar kadar içten,
Belki de çok kan kaybeden bir yaralı, davetkar, ölü bir gün...
Velhasılıkelam;
''Her elektrik aldığınız an da aşık olduğunuzu sandığınız, sanmakla, kanmak arasında kaldığınız bir zalim duygu yoğunluğu, her şeyde aşk var sanmayınız..!''