Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Cadının Yüreği
Genevieve Gornichec Ohio Eyalet Üniversitesi Tarih bölümünden mezun olan yazarımız Vikingler üzerine yaptığı çalışmalar ile uzmanlaşmıştır. İskandinav mitleri ve İzlanda destanları üzerine yaptığı çalışmalar ve araştırmalar ise yazara ilham kaynağı olmuştur. Cadının Yüreği ise ilk romanıdır.
Kitabımız İskandinav mitolojisine hitap eden bir eserdir. Benim mitolojik anlamda okuduğum ilk roman. Birkaç araştırmam sonucu mitolojide kadınların geri planda olduğu söyleniyor ancak yazar kitabımızda bir kadının sevgililiğini ,anneliğini , kadınlığını gözler önüne seriyor en büyük Tanrı Odin'in bile baş edemediği güce sahip "seid" büyüsü ile yani geleceği görme ile ünlü Angerboda dev bir kurt ,bir yılan ve yarı ölü bir kız çocuğu annesidir. Hareketli şımarık bir Tanrıya aşık olur adı da Loki .
Tanrılar ile Devlerin arasındaki bu savaşın bir kadına bir aileye nasıl etki ettiğini göreceğiz . Keyifle okundu .
OKUYALIM OKUTALIM grubumuz bir kitabi daha bitirmiş olmanın gururunu taşıyor:)
-"Derler ki bir yaşlı cadı varmış doğuda..."
Her edebiyat araştırmacısı, yazarıyla ortamını bağı iki dinamik olarak düşünür ve ben de bu yoldan giriş yapmak istedim. Mehmet Rauf, Servetifünun döneminde Halit Ziya'nın öğrencisi olarak gölgesinde kalmış bir romancıdır. Zaten roman kavramı Batı'ya göre yeni çıkmış, önünüzde Halit Ziya gibi kült bir isim var ve siz de roman okuyarak roman
"Tek bir şey için acımasızca çalışıyordu: özgürlük. Ya da daha doğrusu, küçük bir özgürlük ihtimali."
Sarah J. Maas yine yazmamış döktürmüş.Böylesi bir hayal gücü ile böylesi bir dünya....Çam Şato serisi benim için bambaşka yeri olan bir seri iken Hilal Sehri'de en az onun kadar gönlüme taht kurdu diyebilirim.Yazarın kalem gücüne,
Şahit oldugu skandaldan sonra Royal malikanesinden kaçan Ella kafasinda senaryolar kura dursun, işin rengi hiç de sandığımız gibi çıkmadı. Bu süreçte Reed'in pek suçu olmasa da iyi süründü. Kirli geçmişinin kurbanı oldu desek daha iyi olur. Ama iyi de oldu. Tam bir aşk adamına dönüştü. Belden yukarisiyla düşünmeye basladi ki buna cok sevindim.
Ella, dört bir yani düşman dört bir yani ihanetle doluyken iyi mücadele etti. Özellikle zengin şımarık veletlere ders verdiği sahnede içimin yağları eridi. Reed konusunda kalbinin sesini dinlese de kursağında kaldı be. Broke cadisi işleri fena karıştırdı. Bu kadının nasil iğrenç bir yaratık olduğundan bahsedemeyecegim. Royal erkeklerini entrikasiyla parmağında oynattı. Ölesiye nefret edip tiksindim. Beddua ede ede okudum. Su testisi su yolunda kırılırmış. Sonunda layığını buldu ya neyse.. o da ayrı bir soru işareti ?!
Royal erkekleri arasında en sevdiğim, ballı lokmam Easton'dan bahsetmeye olmaz. Tam bir ana kuzusu. Serseri tavırlarının ardinda duygusal bir ponçik var. Annesine olanlari düşününce, Ella kaçtığında nasil da üzüldü. Onun oldugu yerleri ayri bir keyifle okudum.
Bu arada İlk kitabi okuyanlar bilir Gideon ile ilgili bir gizem vardi. O gizem çözülüyor. Lakin bu çocuğun yasadiklari karşısında midem bulandı. Hikayesinin sonunu merak ediyorum.
Birinciye kiyasla bu kitap cinsellikten biraz daha uzak ve daha romantikti. Aşk ve entrika had safhadaydi. Tek solukta okudum ve asla tahmin yurutemedim. Yazarimiz öyle bombalar patlattı ki özellikle son sayfaları serum takarak okumalısınız. Biri üstüme üçüncüyü atsin modundaydim.
Yine bir kitap bitirmenin mutluğunu yaşıyorum. Kurgu tamamen narsizmle alakalı. Karakterler iyi oturmuş Ertan'ı hayal ederken gözümde zengin şımarık tipler olur ya hani gözümde öyle canlandı zaten yazarın da amacı bu olmalı. En gıcık aldığım insan tipi Kendini bir halt sanıyor. Belki hikaye sıkıcı gelebilir bazı okurlara ama burada konu narsislere dikkat çekmek.
Kült bir eser olmaz ama yine de okunabilir.
Çok beğendim. Duygu Asena zaten neredeyse her yazısının altına imza atacağım bir kadın. Bu kitapta derlenen yazıları da hayal kırıklığına uğratmadı beni. Her türlü kadın problemine, asla erkek düşmanlığı yapmadan yaklaşan; bütün inatçılığıyla değinen bir kitap. Bu kadın anneannelerimizin kuşağından. O çağlarda bu kadar çağının önünde gitmek çok büyük bir başarı. Şimdi bile ne olduğu tam idrak edilemeyen, “bütün erkekler potansiyel katildir abiie” gibi bomboş cümlelerle kirletilip içi boşaltılan feminizmi gerçekten idrak etmiş, herhangi bir -izm’e dahil olmak için değil gerçekten anlayarak ve hissederek bu akımın Türkiye’de başı çeken isimlerinden olmuş bir kadın. Bu kitapta değindiği konular yine çoğunlukla kadın sorunları olsa da sadece bundan ibaret değil. Şımarık zenginlere kürk olsun diye katledilen hayvanlar, para uğruna savaş çığırtkanlıkları yapanlar, kontrolsüzce silahlanmanın normalleştirilmesi gibi konulara da değinmiş. Okuduğum her yazıda “Her seferinde mi haklı olursun be kadın!” dedirtti. Canım Asena.
