Yazardan okuduğum ilk kitap olması dolayısıyla merakla başladığım ve her sayfa çevirişimde “ evet şimdi beni etkileyecek “ dediğim ama son sayfaya kadar bunun olmayacağını anladığım bir kitap oldu benim için.
Kullanılan tekniğin farklı olmasın ( bilinç akışı tekniği ) dan mıdır bilinmez romana girebilmem mümkün olmadı bir türlü .
Kitabın kahramanı babasına düşman, teyzesine hayran biri . Hayatını babasından kalma para ile geçiren ve kendini “ Ben Aylak’ım “ diye tanımlayan biri. Kendince “ o “ diye tanımladığı kadını aramakla geçiren ve kitaptaki Güler ve Ayşe denilen kişiler ile gönül ilişkisi yaşayıp bir şekilde sonlandıran bir karekter . Kitap ile ilgili ön inceleme yaparak okumanızı tavsiye ederim, diğer türlü zaman kaybı hissiyatına kapılırsınız . İyi okumalar .
- Hep arayacaksın sen. Ya resim, ya kitap . . .
- Tutamak sorunu . İnsanın bir tutamağı olmalı .
- Anlamadım .
- Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne ; kimi işine, sanatına . Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır .( syf. 183 )