Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Öncelikle şunu söylemek istiyorum, harika bir kitap. Çok masum, çok samimi hatta belki çocuksu denebilecek kadın erkek ilişkilerini ilk insanların gözünden, masalsı bir üslupla aktarabilmiş yazar. Okurken kendinizi kitabın kahranlarının yanıbaşında bulmanız işten bile değil. Kadın-erkek arasındaki diyalogların, bakış açılarının, ruh dünyalarının ne kadar farklı ama bir bütünün olmazsa olmaz parçaları olduğunu sembolik isimler üzerinden anlatmak istemiş sanırım.
ABD siysetine ve ekonomisine bakış açınızı büyük ölçüde değiştirebilecek bir eser.Belki de Amerikan halkına acıyacaksınız. Mikel Moor'dan usta işi hiciv ve satira sentezi. İnanılmaz araştırma sonucu elde ettiği somut bilgileri isteseydi araştırma-inceleme eseri olarak 500 sayfada takdim edebilirdi. Okuyucu odaklı olmak böyle bir şey; müthiş araştırma-inceleme çabalarını 250 sayfaya sığdırırsın, hem de "roman tadı" katma adına ustaca hiciv kullanasın. Kitabı okurken Google'a ihtiyac duyulabilir.Bu da tabiidir. Aksi takdirde aydınlatıcı bilgi için 700 sayfaya ihtiyac duyabilirdi.
"İki yönü vardır yazınsal okuma etkinliğinin.
Birinci yön, metiniçi doğrultudur, bütün metiniçi dilsel öğelerin ilişkilerini kapsar.
İkinci yön ise metindışı doğrultudur, yapıtın içinde oluştuğu toplumsal tarihsel bağlamı, bir de okurun geçmişini şimdisini, bütün bir yaşantı birikimini kapsar.
Okuma ediminin bu iki yönüyle, yazın yaşamı, yaşam da yazını sürekli etkiler."
Sayfa 134
Sanırım bir kitabı mutlaka okuyun tavsiye eder demekten imtina etmemin en mühim sebebi bu cümlelerle öyle güzel aktarılmış ki.
Öyleyse bu kitabı okuyup okumayacağınız bir yana bırakalım da ben kendi algı dünyam ve birikimim çerçevesinde hislerimi aktarayım.
Daha evvel inceleme-arastirma kitabı okumam sebebiyle,süregelen bilgilerimi de katarak tümceleri birleştirmem daha kolay oldu fakat dinginleşmiş bir zihinle okumam gerekti.
Bunun için bu kitapta olduğu gibi tam zamanını beklemem ya da mandala boyama gibi etkinliklerle zihnimi okumaya hazir hale getirmem gerekebiliyor.
Okumak tıpkı yaşam gibi bir yolculuktur.
Yaşamımızı da art alana katarak ilerleten ,devinim halinde bir uğraş.
Ve insan her etkin okumayla,biraz daha keyifli hale getirir bu yolculuğu.
Çünkü yolluklar mühimdir.
Heybeme güzel bir yolluk kattım diyebilirim.
Not:Ben İnkılap kitapevinden 1988 tarihli 3.basımını okudum.
10/2018
Robinson Crusoe kitabını okumak isteyenler mutlaka yapı kredi yayınlarından okumalı. Çünkü 1. ve 2. kitap bir arada basılmış. Diğer yayınevleri ikinci kitabı basmaya gerek duymamış nedense! Üstelik çevirmen Akşit Göktürk de ödül almış bir çevirmen. Çeviri akıyor, dil çok iyi. Gelelim konumuza, hepimizin bildiği gibi Robinson Crusoe özgürlüğüne düşkün biri. Biraz şans biraz kader onu böyle bir hayata sürüklüyor. Ama şartlar kötü olsa da uzun süre yalnız kalsa da vazgeçmiyor. Yanlış hatırlamıyorsam bir rafı 36 günde yapıyor ama yapıyor sonuçta. Yapamam demiyor asla. Çabalıyor, görüntü kötü olsa da işlevi önemli diyerek elindeki ile en iyi sonucu almaya çalışıyor. Hayata sımsıkı sarılıyor. Hepimizin ders çıkaracağı mükemmel bir hayat hikayesi bence. Tavsiye ederim. İyi okumalar :)
"Gece belirli bir gerçekliğin, tek tanımla saptanabilecek bir insanlık dile getirildiği bir anlatı değil. Belli bir öykü, kişilikler ya da nedensellik ilkesiyle işleyen bir olay örgüsü sunmuyor bize." diyor Akşit Göktürk sunuş bölümünde...
Yazar, 1975-76 yıllarında yazdığı yazıları 1991 yılında kitaplaştırmış. Göktürk'ün de belirttiği gibi, belli bir kurgu yok ve bu açıdan konuyu takip etmek zorlaşıyor diyebiliriz, kitap belli bir noktadan sonra daha net olsa da, uzun bir süre okumak ve takip etmek zorlayıcı diyebilirim. Belki de yazara başlamak için doğru kitap olmayabilir. Belki de 1980 öncesi dönem ile fazla ilgili ve yaşamayanlar için takip zor.
Şahsen, kitabı bütünlük olarak pek fazla anladığımı iddia edemem ama parça parça etkilendiğim yerler oldu. Şu cümlesiyle bitirelim...
"Önemli olan, birtakım yolların olayı da, okuyanı da bir yerlere ulaştıramayacağını, buna karşılık ancak bir iki yolun sonuna dek gidileceğini okuyana sezdirmemek..."
