Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.40
Mason’ın ölümünün sorumluluğunu üzerinde hisseden Rose için artık bir sorun daha eklenmiştir; Mason’ın hayaleti.
Gardiyanlık üzerinde yetiştirilen son sınıf öğrencileri olan dampirler, altı haftalık bir sınavdan geçmek zorundadır. Her öğrenci dampir bir öğrenci moroiyi korumakla yükümlüdür. Lissa’nın gardiyanı olacağını düşünen Rose, istediğini alamaz. Hem sorumlu olduğu moroiyi korumaya çalışan, hem de Mason’ın hayaletini gören Rose için her şey karmakarışıktır. Delirdiğine emindir çünkü vampirler ne kadar gerçekse, hayaletler de o kadar gerçeküstüdür.
Her ortaya çıkışında oldukça üzgün görünen Mason bir şey mi anlatmaya çalışıyor, yoksa intikam için mi geldi, bunu görüyoruz.
Bu kitap sayesinde seriye olan bakış açım tamamen değişti. Kesinlikle diğer iki kitaptan daha güzeldi. Her bölümünde sıkılmadan okuyabildim. Mason konusu hep gözlerimi dolduruyor. Özellikle son iki sayfada ağlamak üzereydim. Ayrıca o canım Dimitri… Yazar son dakika golü atmayı gerçekten başarmış. Dördüncü kitabı hevesle okuyacağım.
Merhaba Sevgili Arkadaşlar,
Kitap hakkında şu an yazacağım şey pek inceleme gibi değil de karşılaştırma gibi olacak belki ama okursanız sevinirim. Ve siz de okuduysanız düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.
Öncelikle kitap vampirler ve vampir avcılarını barındıran bir konuyu ele almış.
Ben Anne Rice kitaplarını, Alacakaranlık serisini, Gece Evi
Serinin şu ana kadar en güzel kitabının yorumu ile geldimm. İlk iki kitapta kurgu güzeldi ve beni duygulandıran,şok eden olaylar olmuştu fakat onun dışında fazladan bir şeyi yoktu. Bu kitap ise tam anlamıyla vurgun yaptı. Kurgu serinin başından beri çok güzeldi ve bu kitapta çok çok daha güzel bir şekilde evrimleşmeye başladı ve karakterlerin güçlendiklerini ve değiştiklerini çok net gördüm. Olaylar çok daha çılgın bir hal almak üzere gibi hissediyorum.
•
•
Her karaktere çok bağlandım. Özellikle seriye ilk başladığımda Rose’dan nefret etmiştim ve onun ağzından okuduğumuz için zorlanmıştım fakat şu an çok seviyorum kendisini, gerçekten güçlü ve kafasına koyduğu her şeyi başarana kadar durmayacak birine dönüştü. Onun dışında seride o kadar çok harika karakterler var ki favorilerimi sayamıyorum çok fazla var. Güçlü karakterlerle dolu bir seri.
•
•
Gölge Öpücük okuduğum en sürükleyici kitaplardan biriydi. Kitabı her elime aldığımda su gibi aktı ve sıkıldığım, okumakta zorlandığım bir sayfa bile hatırlamıyorum. Çok ilginç olaylar oldu ve kitabın sonunda baya büyük darbe yedim. Yazar kitap sonlarında darbe yedirmeyi seviyor sanırım fakat şu ana kadar en çok beni bu kitap etkiledi. Eğer serinin geri kalan kitapları da bu kitap kadar güzel olursa herkese önericeğim fantastik serilerden biri olucak. İlk iki kitap ortalamanın biraz üstünde olduğu için henüz seriye karşı kesin çok iyi diyemiyorum fakat ben seriyi çok sevdim ve gitgide harikalaştığı gibi bir his var içimde.
428 syf.
7/10 puan verdi
Gölge öpücük - Richelle Mead
Aşkını gizli tutmak, öfkeni içine atmak gibiydi. Sizi içten içe yer bitirirdi, ta ki en sonunda çığlık atmak ya da bir şeyleri tekmelemek isteyene kadar.
Selam
Başlarında biraz sıkılsam da sonlarına doğru yine heyecanla okumamı sağladı bu kitap. Heyecanı vardı hep ama son kısımda daha da arttı.
Mason'un ölümünden sonra kendini suçlu hisseden Rose'un başına bir sorun daha ekleniyor. Mason'un hayaleti.
Gardiyanlık üzerine yetiştirilen son sınıflar altı haftalık bir zorunlu sinavdan geçmek zorundalar. Her dampir öğrenci bir moroiyi öğrenciyi korumakla görevlidir. Rose her zaman Lissa'yı koruyacağını düşünse de bu sefer onun görevi Christian'ı korumaktır. Hem Christian'ı korumaya çalışmak hem de Mason'un hayaletini görmek Rose için her şeyi daha karmaşık hale getiriyordur.
Mason'un olduğu kısımlarda her defasında çok üzüldüm.. Ayrıca Dimitri.... O son sayfalar.... Ne desem bilemiyorum... Bu kadar olayın içinde Adrian'ın Rose ile ilgili hala bir beklentisi olmasi ve ondan şans istemesi...
4. kitabı okumak için sabırsızlanıyorum..
Bu kitap benim kalbimi çok kırıyor. Ellerine alıp parçalara ayırıyor hatta... Dimitri Belikov karakterini çok seviyorum. Şu vakte kadar okuduğum bütün kitaplar içerisinde en sevdiğim erkek karakterlerden biri, belki de birincisi. Uzun boya ve Rus aksanına düşkünlüğümün tek sebebi. O yüzden bu kitapta başına gelenler beni mahvediyor. Daha sonrasında ne olacağını belki on belki yirmi defa okumuş olsam da üzülmeden edemiyorum. Ayrıca kitap boyunca Mason'ın hayaletini görmek de canımı çok sıkıyor... 12 kitaplık koca seride okumayı en az sevdiğim kitap bu gerçekten. Yine de puanım 8 çünkü seri benim gözbebeğim...
Yalnız söylemeden geçemeyeceğim bu serinin kitap illüstrasyonları ne kadar kötü yaa. Baktıkça gözlerim kanıyor, reziller rezili bir işçilik... Keşke yeni bir kapak tasarımı yapıp tüm seriyi revize etseler...
Fetiş nesnesi olarak kitaplar, Kitapçı Giacomo ve Schadenfreude
Yaz gelince ortaya çıkan sinekler gibi, yalnızca nadir kitapların satıldığı mezat günlerinde sokakta beliren, hilkat garibesi kitapçı Giacomo. Canetti'nin Körleşmesi'ndeki Bay Kien gibi, gönlünde sadece kitap sevgisine yeri olan bir adam. Ya da saplantısına mı demeliydim? Çünkü daha çok kitabı personasıyla değil de, gölge yönüyle, saplantılı bir
Herşey tam düzeliyor derken birden berbat bir hal alıyor.
Okurken en heyecanlandığım, en mutlu oldugum , en hüzünlendiğim anlar oldu.
En çok yüksek tempo ve gerilim beni sardı.
Yazar okadar güzel bağlamış ki olayları birbirine enfes bir kitap ortaya çıkmış.
Diyecek pek fazla bir şey yok en beğendiğim kitabı oldu bu kitap.
Sonu istediğim gibi bitmedi. Hayal kırıklığı yaşamadım değil ama böyle olması gerekiyormuş demekki.
devam kitaplarından bu kitap kadar zevk alabilir miyim bilmiyorum umarım bu kitap zirve olmaz benim için.
Çünkü bütün seriyi bitirmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi Rose, Buz Öpücük kitabının sonunda çok sevdiği dostu Mason'ı kaybetti. Ama ilk dövmelerini de kazandı. Ama birkaç hafta geçmesine rağmen(doğal olarak yani) arkadaşının kaybını üzerinden atamadı. Hala suçluluk duyuyor.
Rose vicdan azabı çeksin, son sınıflar da mezuniyetlerini sağlayacak çok önemli bir uygulama dersine başlasın.
Heyecan kaldığı yerden devam ediyo. Tam Rose-Dimitri ikilimiz sonunda birbirlerine olan aşklarını itiraf etti mutlu olup zorluklara birlikte göğüs gericek derken Dimitri'nin Strogoi olması beni resmen şoka uğrattı. Rose, Dimitri'nin peşine düşüp Lissa'yı bırakınca da ikinci şokumu yaşadım. Bakalım daha neler görücez
#OKUDUMBİTTİ
#ALINTI
St. Vladimir Akademisi'nde bahar dönemiydi. Rose Hattaway'in mezuniyeti yaklaşmıştı. Ancak Mason'ın ölümünden beri toparlanamamıştı Rose. Geçmiş hesaplar yakasını bırakmıyor ve bu durum derslerine konsantre olmasını engelliyordu. Dahası, en yakın arkadaşı Lissa'yla ilgili korkunç ve önlenemez düşler görüyordu.
Fakat hepsinden önemli bir şey vardı. Rose aşıktı! Hem de hocası Dimitri'ye… Bu seferki gelip geçici bir şey de değil, düpedüz aşktı. Peşindeki Strigoiler'in saldırısıyla ortalık karışacaktı. Rose, hayatını değiştirecek bir yol ayrımındaydı. Ya en yakın arkadaşını koruyacak ya da aşkın peşinden gidecekti.
Vampir Akademisi'nde hiç olmadığı kadar korkunç ve karmaşık bir ders yılına hazır olun!
Sürükleyici serinin üçüncü kitabı
Seriye heyecanla devam ettim. Yeni gerceklerin ortaya cikisi ki bunu yavas yavas kitabin sonuna dogru parcalari Rose un birlestirerek kesfetmesi ve bir yandan askin pecesindeyken aksiyon dolu olaylarla karsi karsiga kalmasi çok heyecan vericiydi. Özellikle yavas yavas moroi dünyasının sıkı kurallarının sarsılmaya başladığını görmek de yeni olayların habercisi gibiydi. Serinin bu kitabını da beğendim.