Entelektüel Bir Sohbet
Bi bildiği var kelimelerin, benim değil, diyerek sempatik bir mütevazılıkla hazırlanmış, organize bir sohbete var mısın demiş sevgili 
Burcu Totan
-Varım!..
20 kelimelik bir seans ve 20. kelimeyi de benden istedi yazar: "sadakat" dedim. Onun hayatında kritik ve dönüm noktaları olan, o 19 kelimeye karşı "sadakat" diyorum. Sahip olduğumuz, olmak istediğimiz ve olamadığımız her şeye karşı sadakat; başta kendimize.
Kişisel gelişim kitaplarına karşıyım, demeyeceğim. Her türün, şeyin, insanın iyisi ve kötüsü vardır, olacaktır da. Hepsi birer basamaktır. Öz yolculuğunda bir başlangıçtır bu tür kitaplar, onlar olmadan da yükseliş başlamaz. Kim birdenbire en tepeye varmıştır ki? Ve herkesin ihtiyacı farklıdır; bana göre hafif kalıyorlar sadece. Lakin yazarın kitabına bu gözle bakmadan ve kendisinin de sözüne, "Bu bir kişisel gelişim kitabı değil; yazarın dönüşüm kitabıdır," demesine inanarak başladım okumaya. Bir tür sohbet kitabı, entelektüel bir sohbet. Gerek yaptığı alıntılarla, gerek yer verdiği mitolojik ya da dinî metafor ve hikâyelerle, önerdiği şarkılarla ve kitabının seslendirilmiş versiyonuyla da tam bir sohbet kitabı. Önce o anlatıyor, sonra da sözü sana veriyor. Sözü sana bıraktıktan sonra da arkasını dönüp gitmiyor ya da gözünü, zihnini kapatmıyor; orada sana sayfa ve zaman ayırmış. Konuş, şimdi de ben dinleyeceğim, demiş. Anlatıyorsun sen de hiç düşünmeden. İhtiyacımız var çünkü anlatmaya da. Ve dinlenilmeye.
Bana unuttuğum şeyleri hatırlattığı için dua ve şükranla...
