İtalyan eğitimci Maria Montessori ve ekolü en sık konuşulanlardan. 100 yılı aşkın bir geçmişi var ve ülkemizde de dünyada olduğu gibi popülerliği var.
Peki ama nedir bu Montessori ve ilkeleri? İnsanlar neden bundan bu kadar çok bahsediyor?
Ben, sağlıklı bilgi edinmenin en güzel yolunun kitap okumak olduğunu düşünenlerdenim. Evet, bu konuda biraz eski kafalıyım. İşte bu nedenle, merak ettiğim Montessori ekolü üzerine de okudum. Bu kitap da konuyla ilgili dilimize çevrilen, tavsiye edilenlerden biri.
Buradan Montessori’nin ABC’sini 0-3 yaş özelinde öğrendim. Bu kitabın devamı niteliğinde, 3 yaş sonrasını da anlatan, aynı yazarların dilimize çevrilen ve yine aynı yayınevinden çıkan başka kitapları da var, aklınızda olsun.
Evet, epey bilgilendirici bir kitap, fakat okuması zorluyor. Bunun en büyük ve hatta belki de tek nedeni konuları tek bir başlık altında uzun paragraflarca anlatıyor olması. Belki alt başlıklara bölünmüş olsaydı, takip etmek ve okumak daha kolay olabilirdi. Öte yandan dili zorlayıcı değil, anlaşılır ve net. Eğlenceli ve hikayeci değil ama, oldukça didaktik.
Bu kitaptan; gerçek bir Montessori yatağı, materyali (oyuncak değil materyal kelimesi kullanılıyor) nasıl olmalıdır, hep bahsi geçen emici zihin kavramı nedir, Montessori’nin uykuya yaklaşımı nasıldır, gibi pek çok şey öğrendim. Ve fark ettiğim en önemli şey, (özellikle uyku konusundaki katılığını gördüğümde) bu ekolün bağlanma teorisinden yoksunluğu oldu. En büyük eksikliği bence bu, ki bu bir suçlama değil zira Montessori hayattayken bağlanma teorisi diye bir şey yoktu
Montessori ile ilgili bunu hep aklımızda tutmalıyız diye düşünüyorum
