Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Bu Temmuz sıcağında hepinize Merhaba Fazla keşfedilmemiş şarkıları sevdiğim gibi sanırım böyle keşfedilmemiş kitapları da seviyorum...Size sımsıcak Anadolu kokan bir hikayeyle geldim. Daha doğrusu yanlışlıkla eşkiya olmuş Osman'ın hikayesiyle. Yazarın tarzını biraz Yaşar Kemal'e benzettim belki de İnce Memed'le bağdaştırdığım içindir. Yani İnce Memed'ı seviyorsanız bu kitabı da seversiniz.. 2.Dünya Savaşı sırasında ülkemizde yaşanan o yokluk dönemleri çok güzel aktarılmış. O zamanlarda insanların para için yapamayacağı hiç bir şeyin olmaması da öyle. Paranın yapamayacağı şey olmasa da yine de bir yerlerde kardeşlik, dostluk nedir bilmeyen de yok değil. Aslında şu yaşadığımız dönemde bile bu böyle. Iyiler ve kötüler dünyası , he bir de arada kalmışlar var. Birlikte çevirip gidiyoruz Dünya'yı.. Neyse konudan kopmayayım Kitap boyunca sürekli bir kovalamaca vardı , açıkçası sonunu hep merak ede ede okudum acaba Osman kurtulacak mı kurtulamayacak mı , diye diye bir de baktım kitabın sonuna gelmişim... Bu kitapta sadece Osman değil , çeşit çeşit insanlarımızdan da bahsedilmis, bence o dönemi anlamak için güzel bir seçenek ..
Merhaba arkadaşlar. Bugün Ricoldus de Monte Crucis'in kaleme aldığı seyahatnamesinden bahsetmek istiyorum.
Kendisi XIII. yüzyılın şahsiyetlerinden biridir. 1243 yılında Floransa'da doğup, sonraki yaşlarında eğitim-öğretim almıştır. Hatta onun Dominikan keşişi olduğunu görmekteyiz. Kendisi aynı zamanda Santa Maria Novella Manastırı'nda ve Pisa Üniversitesi'nde çalışmış, hocalık yapmıştır. Fakat daha sonrasında ilmini dışarı dünyaya aktarmak istemiş, Katolik inancına mensup olduğu için dini akidesini insanlara tanıtmayı amaç edinmiştir. Böylece yolculuğu Kutsal Topraklardan itibaren başlayarak Anadolu'ya uzanmış, orada Türkmenleri görüp nasıl kimseler olduğundan kısaca bahsetmiş, yolu İran'a doğru çevrildiğindeyse daha çok Tatarlar ile karşılaşıp, onların ne denli tehlikeli olduklarını anlatmıştır. Bilindiği üzere o dönemlerde Bağdat da Hülagü Han tarafından düşürülmüş, çağın ilim şehri büyük bir darbe yemiştir. Bu yüzden Tatarların nasıl karaktere sahip olduklarından bolca söz eder.
Bunların yanı sıra o Katolik Hıristiyanlık akidesini yaymak istediğinden ötürü, yolculuğu sırasında gördüğü diğer dinlerden de bahsetmiş, özellikle Yakubiler ve Nasturiler ile tartışmış, doğru yolun Katolik görüş olduğunu güçlü bir tavırla savunmuştur. Eklemek gerekir ki Müslümanları her ne kadar "Heretik" olarak tanımlasa da, onların dini görüşlerinden hayretle seyahatnamesinde bahsetmiş, hatta İslâm'ın faziletleri diye başlıklar açmıştır.
Böyle kısa bir bilgi olsun.
Zeytindağı/ Uygarlıkların Batışı
# BİTEN KİTAP #
Kitap Adı: Zeytindağı/ Uygarlıkların Batışı
Yazarı: F.Rıfkı ATAY / Amin MAALOUF
Yayınevi: Pozitif Y. / YKY Yayınları
Sayfa : 175 s / 198 sayfa
Türü : Tarihi roman / Deneme
Merhaba Arkadaşlar,
Sıkıntılı pandemi sürecinde okuduğum birbirinden değerli iki kitabı sizlerle paylaşmak
Merhaba siz güzel insanlar,
Anadolu da halk ozanları olur bütün içtenliğiyle bütün sevinçlerini türkülere yansıtırlar ses tellerini ona göre ayarlarlar ya.. Ha işte Sabahattin Ali de halk ozanıdır. Halkın dili halkın kemiğe bürünmüş eti olmuştur.
Birbirinden acıklı ve yaşanmış hikayeler yine toplumsal sorunları eleştirel dille anlatması aslında zamanın ve mekanın bizlerden uzak olmadığını bizim bugünlerin kıymetini anlayalım diye resimleri sakladığını görebilmek mümkün. Birbirinden sıcak ve iyi insanların hayatlarını konu etmiş yazar... Diğer yandan da kadınlarla arasındaki duyguları anlatan ifadeleri anlatmıştır.
Ses adlı öyküsüyle isimlendirilmiş kitabı aslında Anadolunun saflığını anlatmıştır.. Masumluğunu dile getirmiştir.
Köpek adlı öyküsü tamamen küfürle bitirdiğim bir öykü oldu. Hem kardeşiz diyor hem çobanın köpeğini vuruyor.. Para kazanmak ve güzel kadınlarla olmak isteyen tiplerin okumaya sevk edilmesi tamamen eleştiriyor.. İnsanlaşmaktan uzaklaştığını da dile getiriyor.
Sıcak su öyküsü... Baya küfür ettim. Normal hayatta küfür etmeyen biriyim ama ettim... jandarmaların bir suçluyu yakalamak için suçlunun eşine tecavüz etmesini konu ediniyor.. Hükümeti devleti yapıyı düzeni.. insanlığı her şeyi eleştiriyor. Kadın başını kaldırıyor ve gidiyor.. Çok üzüldüm.
Mehtaplı bir gece adlı öyküsü de Türkiye yeni kurulmuş ve yoksulluk denilen şeye yakalanmış.. Haliyle açlık sefaletler ortaya çıkmıştır. Bu hikaye bunu anlatmaya çalışıyor.
Köstence Güzellik kraliçesi: Bu hikaye yazarın kafasındaki kadın ve kendisini anlatmış olduğunu görmek mümkün.
Herkese Merhaba
Türk Edebiyat'ının kallavi yazarı olarak adlandırdığım Tanpınar'ın birbirini izlediği Mahur Beste ve Huzur kitaplarindan sonra Sahnenin Dışındakileri de okumuş bulunmaktayim.
Mahur Beste Tanzimat Dönemini, Huzur Birinci Dünya Savaşı sonrasını, Sahnenin Dışındakiler ise Milli Mücadele doneminin İstanbul'unu konu edinmiş. Bu nehir
Merhaba siz güzel insanlar,
Yazarı ilk defa okuyor olmam yazarın inanç kimlik veya düşünce yapısını bilmediğimi söylemek isterim. Bunlar önemli mi ki bir insanı tanımaya diyecek olursanız, elbette hayır ama bunları bir değnek gibi gözlerinize soka soka göstermesi rahatsızlık vermeye başlıyordur.
Yazarın kitabı isminde olduğu gibi gezilen görülen
