Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Korkunç bir klinik ,tehlikelere karşı uyarı veren doğaüstü saçlar
Merhaba kitap dostları !!!
Uzun süredir ismini duyduğum bu eseri ,nihayet ben de okuyup bitirdim,sanki kitap okumadım da , olağanüstü senaryo ile yazılmış bilim-kurgu filmi izledim,ama ne yalan söyleyeyim , heyecanı, serüveni,korkuyu,aksiyonu kitabın en başından sonuna kadar yaşadım... Bu eser eğer sinemaya uyarlanırsa izleyicisi çok olur... Anita isimli bir kadının kendini metro treninin altına atarak ,feci ölümüyle başlayan sırlarla dolu hayatı ve ailesi , sırlarla dolu Lambert' in korkunç kliniği , Eva ve Norma' nın günde 1 metre uzayan saçları ,bu saçların duygulara , yaşananlara göre hareket etmesi , Norma'ya yaklaşan insanların iyi ya da kötü niyetli olup olmadıklarına karşı uyarması , gerçekten olağan dışı bir yapıt ,tek eksisi sanki eser yarım kaldı ... Bana kalırsa bu eser Norma 2 olarak seri şeklinde devam edecek gibi ... Kötü ve korkunç karakterli , Lambert'in ölüp ölmediğine dair şüpheli bir son ,sanki okuyucularda devamının geleceğine dair bir ip ucu gibiydi... Eğer Norma 2 çıkarsa eminim ilk okuyucularından olacağım...
Okurken sinema tadını yaşayacağınız bir esere hazır olun ve öyle başlayın...
Gelsin atıştırmalıklar ,gelsin içecekler
Keyifli vakitler dilerim, tüm okuyuculara
İsmi kadar içeriği de rahatsız edici bir şekilde çıplak ve gerçekçi bir kitap. Dünya Kadınlar Gününü asla içimize sinerek kutlayamadığımız yine sadece sesimizi duyurmaya çalıştığımız bir haftada okumak ayrı anlamlı oldu benim için. İçindeki siyasi dönemlere biraz Google’layınca vakıf oluyorsun ancak kadınların an’larına hep bir tanıdık yaşanmışlık ya da yaşama ihtimali endişesiyle okuyorsun. Kadınların yaşama mücadelesi kadınlık mücadelesi çağlardan bu yana süre gelen bir savaş..
Kalıplara sığdırılmaya çalışılmamız, itaat etmeye mecbur bırakılışlarımız her dönemde, her dinde, her ırkta çok benzer..
İnsanlığı anlamayan zihinlere kadınlığımızı savunmaya çalışmak ne beyhude olsa da savaşmaktan, savunmaktan vazgeçmeyeceğimiz bilinmeli.
Bir gün değil her gün hayat dolu, özgür günlere kavuşmak dileğiyle.
1950’lerden 1990’lara kadar uzanan bir kaos ve birbirinden bağımsız iki hayat, iki kadın.
Dünyada insan olmak yeterince zorken ya kadın olmak¿
Bir yandan aşkın en kör haliyle savaşırken bir yandan hayatta kalma mücadelesi, yaşama tutunca azmi..
Okurken bazı betimlemelerin sizi de rahatsız edeceğine eminim. Bazı satırları göz ucuyla okurken oralarda bir yerlerde birilerinin benzer hayatları yaşadığını bilmek yüreğimi sıkıştırdı. Savaşı, aşkı, acıyı en gerçekçi haliyle kaleme alınmış bir kitap.
Bazı kitapları okumasanız da olur ama Araf tam da kitabın arkasında yazdığı gibi “Bu yıl sadece bir kitap okuyacaksanız o Araf olsun.” dedirtiyor insana..
Bu kitabı okumam biraz zaman aldı. Olay örgüsü bir ordan bir oraya atladığı için adepte olması zor bir kitap o bakımdan okurken vakit alıyor. Ama okuduğuma pişman değilim normalde bu şekilde zor okunan kitaplar beni o kitaptan soğutur. Bu kitap ile onu yaşamadım. Bunun sebebi ikinci dünya savaşı dönemi Estonya halkının Sovyet Rusyadan etkilenmesini, kadınlar üzerinde bıraktığı etkileri o kadar güzel bir şekilde anlatıyor. Okurken heran halime şükrederek okudum. İnsanları sırf onları desteklemedikleri için öldürmek ya da kendi ülkelerinden sürgün etmek bunlar aşırı acımasız durumlar. Bunların nesilleri nasıl etkilediği sade bir dil ile anlatılmış. Bence bu tarz kitaplar okunulmalı kendimize bir şeyler katmada aşırı yardımı olacağını düşünüyorum. Okumak isteyenlere tavsiyem ve şimdiden keyifli okumalar .
Sofi Oksanen imzalı (Araf) eserini kısaca da olsa sizlerle buluşturmak istiyorum. Kitap karma düşünce yapısı ve hikayelerin baş karakter yapılarının düşüncelerini hızlı geçis süzgecinden geçiriyor olması eseri biraz anlama kavrama zorluğunu yaşattığını söylemeliyim, yada ben öyle bir hisse kapılmış olabilirim eser Hans Pekk,Eerik oğlu,Estonyalı köylü, Aliide, Zara Oksanka ve Paşa ki Paşayı kitabın ilerleyen sayfalarında sıkça gözlemleyebilirsiniz Kitap Estonya'nın özgürlügünü kitap kurgusu içerisinde git gellerin ön planda tutulduğu okuyucuların Özellikle Zara karakterine daha fazla dikkat etmelerini söylebilirim zira kitabın akışı içerisinde Zara yönlendirici sorunların odak noktası haline geliyor izlenimi vermekte değişik içeriği uzun soluklu kitap sevenlerin bilgisine sunuyorum kitaplarla güzel günler geçirmeniz dileğiyle.
Estonya'nin Sovyet Rusya tarafından işgal edilmesi dönemine denk gelen ve 90 li yıllara kadar uzanan , iki kız kardeşin hayatının temelinde, karakterlerin yaşam savaşına, ihtirasa, utanca, siyasi baskılara, yokluğa , ihanete, tutkuya ve bağlılığa dair pek çok şey okuyorsunuz.. ana karakterlerden biri olan Zara , seks koleligine zorlanip bir şekilde kaçıp kendisini kurtarmaya çalışırken ailesi ve onların geçmişi ile ilgili bilgilere ulaşır. Bu ailenin içerisinde ise öyle olaylar öyle sorular var ki.. Ancak gelin görün ki cevaplanmayan sorularla biten bir kitap daha..
Kitaba ilk başladığımda , yani ilk sayfalarda eyvah dedim bu kitap bitmez.. evet kitaplarda olayları , kişileri, ortam ve olguları tam olarak okura yansıtmak için betimlemelere , tasvire ve tanımlamaya bolca yer verilir. Ancak ben bu kadar sıfat ve isim tamlamalari ile dolu sonu gelmeyen cümlelerle karşılaşmamıştim. Zamana hakim olmakta ve olayların geçişini anlamakta oldukça zorlandım. Sonra tam kitap akmaya başlayip ve heyecanla sayfalari geçerken pata küte yazılmış bir sonla kitabı bitirdim.
Bundandır ki çok hevesle başladığım Araf'i sevemedim