Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.30
Sosyolojik bir çağrı.
“Bedelini kafan ve aklınla ödemek zorunda olduğun ideallerini yıkıyorum, küçük adam. Büyük, ebedî umudunu ele geçiremeyince, aynada görmek istiyorsun. Oysa, yalnızca kendi sıkılmış avucundaki hakikat seni bu yeryüzünün efendisi yapabilir! “
•Bu eser politikaya, diktatörlere ve genel anlamda fikirlerini yok sayan insanlara bir gönderme niteliğinde
Es-selamu aleyküm kardeşlerim
Bir çırpıda okuyabileceğiniz ancak etkisinin büyük olacağı bir kitapla geldim. İsmi bile okuru etkilemeye yetiyor. Bir Nesli Nasıl Mahvettiler. Yazarın dergide yayınlanan yazılarını toparlayıp kitap haline getirmişler o dönem. Fakat içeriği itibariyle bazı kesimi rahatsız edecek söylemleri olmasından dolayı yasaklanmış. Sonrasında Osman Yüksel'in mücadelesiyle anladığım kadarıyla bir kısmını basabilmişler. Gerçekten de kitapta yasak yemesini normal gördüğüm ifadeler vardı. Ne demişler doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar diye. Aslında bu kitap Türk milletine dinini,dilini,kültürünü, örfünü nasıl unutturduklarını anlatıyor. Kitapta şöyle bir şey geçiyordu "hedef aile idi". Aile yapısını bozunca geriye bir şey kalmayacaktı. Kitabı okurken Osman Yüksel'in hayatını merak ettim,kitabın ilk sayfalarında üstün körü anlatılıyordu ancak ben mücadelesini merak ettiğimden Kadir Mısırlıoğlundan dinledim. Okurken farkedilecektir ki keskin bir zekâya ve sivri bir dile sahip. Üstadda bu tespitimi destekleyen açıklamalarda bulunuyordu. Konuşma kabiliyeti çok güçlü. Etkileyici bir tarzı olduğu içinde parti konuşmaları kendisine yaptırılırmış. Kitap dört bölümden oluşuyor: Bir nesli nasıl mahvettiler, Radyo konuşmaları, Ayasofya, Mevlâna, Mehmet Akif. İlk bölüm çok farklı bir tarz ile yazılmıştı. Diğer bölüm daha çok siyasi görüşlerinin yer aldığı bölümdü. Ayasofya bölümünde mahkemeye karşı müthiş bir savunması var ki takdire şayan.
Son iki bölümde ise Mevlâna ve Mehmet Akif'e karşı olan hayranlığını ifade ediyordu. Herkese öneririm. Selametle.Allaha emanet olun
Bir Nesli Nasıl MahvettilerOsman Yüksel Serdengeçti · Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları · 20201,057 okunma
112 syf.
5/10 puan verdi
Zamanında (1950ler) nice sohbetlerin, nice dostlukların nice tefekküre şayan ibretlerin nice manevi tohumların ve irşadların sebebi olan bir attar dükkanından bahsediliyor hem de Üsküdar’da. (Evet ben de başlıktan dolayı vurulanlardanım)
Kitabı görünce kişide yarattığı beklenti insanın kalbine huzur verecek hoş sohbetlere, incelik dolu
#okudumbitti #kitapyorum
#dinleküçükadam 125 Sayfa
" Hayatınıza sevgi, çalışma ve bilgi egemen olmalıdır çünkü bunlar yaşamımızın tükenmez kaynaklarıdır.."
{ Wılhelm Reıch }
.
"Yalnız sen kendi kendini kurtarabilirsin!
Herkese merhabalar.
Sizi okurken pardarmaduman, paramparça hatta pançapinçik yapacak bir kitap ile geldim.
Bu kitabı okumak kesinlikle sağlam bir psikoloji istiyor.
Zira içerisinde yer alanlar o küçük çocuğun anlattıkları kaldırılacak gibi değil.
Hani diyorlar ya ebeveynlik için de izin belgesi olmalı diye bu kitap ile keşke o belge olsa
"Dinle Küçük Adam" felsefe sevenlerin zevkle okucağı ve okurken herkesin kendi hissesine bir pay çikartacaği muazzam bir eser. Oldukca akıcı bir üslup ile yazılmış olmasına rağmen; cümlelerin uzerinde uzun uzun düşünülüp tartışılacak nitelikte..
Yayınlanma amacı güdülmeden kaleme alınan bu sayfalarda yazar; herkesin içinde olması muhtemel küçuk adamlara sesleniyor. Peki kim bu küçük adamlar? Kendi dogrularıni toplumsal doğrular olarak kabul eden, amaca ulaşmak için her yolu mübah sayan, bulunduğu makamin hakkını vermeyen, okuyup arastırmaktan, uretmekten aciz ama en kötüsü de; içinde bu vasıflara haiz olan küçük adamdan habersiz küçük adamlar!
Yazar bu eserinde,sözlerinin ve öfkesinin bircok bireye ve topluma yansıdığı; kadın erkek iliskilerinden cocuk egitimine, iktidar ve politikadan ahlaki bircok konuya dair söylemleri ile herkesin içindeki küçük adami uyandırıp hatalarıyla yüzlestirmek istiyor.
Bir psikiyatriatin gözünden, her ithamin ardındaki duygusal ve ruhsal tespitleri ve onu bu cesur tespitlere iten gözlenleri okurken; içinde yasadigimiz dünyanin kabul edilemez gercekleri ile yüzyuze geleceksiniz.
Beğenerek okumadığımı belirterek başlayayım. Kitapta yazılanlar, sinir krizi anında haşin duygularla yazılan bir iç dökme yazısı gibi geldi bana. "Küçük adam" diye nitelendirilen kişi toplumun genel kesimi: Otoriteye itaat eden, medyada her gördüğüne inanan, işine gelmeyen insanları ve fikirleri hor gören, cahil, cühela... Küçük adam bu kişileri temsil ediyor. Ve yazar da kitap boyunca küçük adam ve küçük kadınlara hitap ediyor. Hitap ediyor ama inanılmaz boğucu bir aşağılama üslubuyla ve sıklıkla tekrara düşerek ya da istemeden böyle hisettirerek. Üslup bana çok rahatsız edici geldi ve bir kitap okuyor gibi hissedemedim; karşımdaki "büyük adam"ın, küçük adam olarak gördüğü beni sonsuz bir şekilde azarladığını hissettim. Yazarın hayatını bilmiyorum ama okurken anlıyorsunuz zaten; insanlar tarafından önüne birçok engel koyulmuş ama kendisi yine de bilime ve insanlığa hizmet etme yolunda adımlar atmaktan vazgeçmemiş. Bu yönüyle takdire şayan bir insan olmalı kesinlikle. Ama bu kitapta yazılanlar gerçekten "küçük adam" diye gördüğü kişileri ıslah etme niyetiyleyse, bu üslupla bu niyet amacına asla ulaşmaz. Ama bir iç dökme yazısı idiyse ki bana öyle hissettirdi, o zaman bir şey diyemeyeceğim.
Bundan bir kaç sene önce Afrikadaki kadın sünnetini ilk duyduğum zaman, böyle bir şeyin gerçek olduğuna ihtimal dahi verememiştim. Daha sonra kendi çapımda yaptığım araştırmalar sonucunda milyon tane kız çocuğunun, bugün bile gelenek adı altında yapılan bu işkenceye maruz kaldığını öğrendim. Daha sonra filmine ve kitabına rastladım. İlk olarak filmi izleyip daha sonra kitabını da okumaya karar verdim. Bu işkenceye bizzat maruz kalan bir kadının hayatını anlatan bir kitap. Ne desem nasıl anlatsam da bu durumu ifade edebilsem bilmiyorum. Kadın hayatını bir hiç sayan ve bu işkence yüzünden ölen, sakat kalan insanlar. Çok güzel bir şekilde yansıtılmış eserde. Waris Dirie, gerçekten hayran kalınası bir kadın. Yaşadığı onca kötü şeye rağmen hayatta hala dimdik durabilen bir karakter. İnsan ister istemez düşünüyor, aynı hayatı ben yaşamış olsaydım bu kadın gibi ayakta durabilir miydim diye. Gerçek bir öykü gerçek bir direniş.
