Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
Hepimiz hayallerimiz ile korkularımız arasındayız
Mükemmel bir kurgu, muhteşem bir dil, otuzuncu sayfadan sonra akıp giden olaylar. Gerçek ile hayal iç içe. İnsanın iç dünyasına farklı bir yolculuk. Okumalısınız.
19. yüzyılın sonlarına doğru Çehov henüz 24 yaşında iken kaleme aldığı ilk ve tek romanı. roman döneminde günlük gazetede yayınlanıyor. aynı şekilde romanda da böyle bir olayla esere giriş yapılıyor. rus aristokrasisine bir tepki olarak doğan roman aslında o dönemin zevklerini, umursamazlığını açığa çıkarıyor. özünde dönemin asilzadelerine bir eleştiri içeriyor. kurgusu ve öyküsü diğer rus romanlarından çok farklı, çok daha dinamik. daha önce nuri bilge ceylan filmleri izlemişseniz esin kaynaklarından birinin bu kitap olduğunu farkedeceksiniz. yani ben öyle düşünüyorum :) dediğim gibi polisiye bir eser. ve genelde polisiye romanlarının başından sonuna kadar katili ve sonunda kim olduğunu öğreniriz. ancak bu roman için aynı şey söz konusu değil. katilin kim olduğunu önceden öğrenmemize rağmen okuduğumuz satırlar heyecanından hiçbir şey kaybettirmiyor, üstelik sürükleyici bir hale bürünüyor da diyebilirim. polisiye eserler beni edebi yönden doyurmadığı için pek tercih etmem fakat çehov'un kişisel görüşlerimi değiştirdiğini itiraf etmeliyim.
betimlemeleriyle de kendine “okur” diyen her bireyin tatması, düşlemesi gereken düzeyde.
Yarın Yarın
Pınar Kür ile yasaklı kitapların birlikte anılmasına sebep kitaplarından biri olan Yarın Yarın ayrıca yazarın ilk kitabı. 1976 yılında yayımlandıktan sonra 12 Eylül darbesi sonrası “komünizm propagandası” sebep gösterilerek yasaklanan kitap ülke tarihimizin bir başka karanlık dönemi olan 12 Mart günlerini konu alıyor. Evlilikleri artık mecburiyet olmuş Seyda ve Oktay, Fransa’daki eğitimine ara verip devrimin peşine Türkiye’de düşen Selim, evli bekar fark etmeksizin camianın erkeklerince sürekli istenen ve bundan şikayeti olmayan hatta bunu lehine çeviren Aysel, dönemin günümüzde de parmakla saysak bitmeyecek zengin, bürokratik ilişki ağı geniş, parasıyla her şeyi satın alabileceğine inanan grubunu temsilen romanda yer edinen Sulhi Gebzeli ve hepsini bugünlerine sürükleyen aileler, arkadaşlar, okullar, vefalar, ihanetler, dostluklar üzerinden bir baskı dönemini ve öncesini, karakterlerin kendileriyle yüzleşmelerini okuduğumuz kitapta birbirinden bu kadar farklı kahramanın hayatının bilerek ya da tesadüfen birleştiğine şahit oluyoruz. Hepsini bu kadar akıcı bir anlatımla harmanlayıp son sayfayı okuduktan sonra Selimler ve Seydalar için içlendirmek ancak Pınar Kür’ün ustalığına yakışırdı. Yazar ile tanışmak isteyenlerin ilk tercihi olabilecek kitabın Mehmet Murat Somer’in senaryolaştırıp Sami Güçlü’nün yönettiği 1987 yapımı filmini de izlemeniz nacizane tavsiyedir. Keyifli okunmalar.
Kirpi Edebiyat ve Düşün Dergisi; 12. Sayısında sinema ve tiyatro oyuncusu Cahide Sonku'nun hayatını konu olarak almış.
Dilek İşcen Akışık, Derya Cantimur, Türkan Dalgıç, Hatice Dökmen, Malik Ördek, Şeyda Çetinkaya, İlknur Özcan Çakıner, Neşe Cengiz, Burçin Kaya, Başak Uzunömeroğlu Çınar, Ümit Şevki Somyürek, Tuğba İnceoğlu, Cansu Kaya, E.
377 syf.
·
Puan vermedi
Kitap içeriğinde 33 farklı mektup, hikaye, anı türünde yazılar var. Bunlar:
Orhan Hançerlioğlu - Mustafa Kemal'in Askerleri
Tarık Buğra - Oğlumuz
Mehmet Seyda - Köyün Uğuru Memet
Sabahattin Kudret Aksal - Vav'lar
Hakkı Kamil Beşe - İtalya Krallığı'nın Nişancıbaşısı ve Yörük Ali Efe
Necati Cumalı - Aklım Arkada Kalacak
Oktay Akbal -
Anadolu’nun küçük bir ilçesinde sınıf öğretmenliği yapar Salim Öğretmen, çok sevilir sayılır; kendine has eğitimciliği dilden dile dolaşır. Salim Öğretmen havanın ayaza kestiği bir gece vakti evine dönerken bir dükkânın önünde büzülmüş duran küçük bir kıza rastlar. Gecenin bir vakti çengelli iğne, kibrit satmaya çalışan bu küçük kız pek bir bilmiş, pek bir uyanıktır; verdiği yanıtlarla Salim Öğretmen’i iyiden iyiye meraklandırır. Kimin nesidir, nereden gelmiştir, kimsesi yok mudur? Salim Öğretmen sorar da sorar ama doğru düzgün bir yanıt alamaz küçük kızın ağzından. O da kızı kolundan tuttuğu gibi ak saçlı, nur yüzlü anasına götürür. Valide hanım da hiç yadırgamadan bağrına basar onu. Ve kir pas içindeki bu kara kız bir güzel yıkanıp temizlenince ipek saçlı, boncuk gözlü bir peri kızına dönüşür; hassas kalbinde fırtınalar kopan, hüzünlü, gururlu bir periye…
Mehmet SEYDA’nın cumhuriyet öncesi doğumlu yazarlardan derlediği bu baş ucu kitabı, her biri okuru bambaşka duygulara sürükleyen, bambaşka yerlerde, bambaşka insanlar arasında dolaştıran otuz bir hikâyeden oluşuyor. Neler yok ki bu hikâyeler arasında: Aziz NESİN’in, yüzünüze kocaman bir gülümseme yerleştirecek ‘Mu Ni?’si, Halit Ziya UŞAKLIGİL’in, bu gülümsemeyi acıyla karışık tebessüme dönüştürecek ’Ferhunde Kalfa’sı, Sabahattin ÂLİ’nin, boğazınıza bir yumruk gibi oturacak ‘Ayran’ı, Ahmet NAİM’in tüyler ürperten ‘Kuduz Düğünü’…
MEHMET SEYDA (1919-1986)
Günümüz hikâye ve romancılarından Mehmet SEYDA İstanbul’da doğdu. İstanbul Pertevniyal Lisesi’ni bitirdi. Önceleri memur olarak çalışan SEYDA daha sonra Basın İlan Kurumu’nda göreve başladı.
İlk hikâyeleri Ses, Tan, Yeni Adam, Yedigün, Yeni Edebiyat dergilerinde yer aldı. Ne Ekersen adlı romanı Yunus Nadi Armağanları’nda dereceye girdi. Bundan sonra Yelken, Yeditepe, Dost, Yeni Dergi, Yeni Ufuklar, Varlık, Türk Dili dergilerinde yazıları çıktı.
Bir Gün Büyüyeceksin ile Doğan Kardeş Çocuk Romanı Armağanı’nı, Yanartaş ile TRT 1970 Başarı Ödülü’nü, İhtiyar Gençlik ile May Edebiyat Ödülü’nü, İçe Dönük ve Atak ile Türk Dil Kurumu 1974 Ödülü’nü kazandı.
Bu kitap, esprilerle süslü bir anlatımı olan Evliya Çelebi’den Cumhuriyet’in ilanına kadar gelen dönemde edebiyatımıza emek vermiş ünlü yazarlarımızın çocuklarla ilgili hikâyelerinden örnekler veren bir derlemedir. Hem zevkle, hem yararlanılarak okunacağını sanıyorum.
Anton Çehov'un tek romanı "Avda Trajedi". Özellikle hiciv ve güldürü içeren öyküleriyle tanınan Çehov, bu romanında bir aşk-cinayet temasıyla karşımıza çıkıyor. Polisiye bir roman olarak da niteleyeceğimiz bu romanda, bir romanda görmek isteyeceğiniz her şey var. Kısacası Çehov, polisiye roman türünde de başarılı olmuş. Ne yazık ki, daha pek çok değerli eser verecekken , 44 yaşında tüberkülozdan ölmüş Çehov...
Gururlu Peri
Kitabın ismi ilgimi çektiği için almıştım:)
Okudukça eğitici ve daha çok küçük yaş guruplarına hitap ettiğini farkettim:)
Ve okumaktan kendimi alıkoyamadım. Sürükleyici bir kitap.
Özetle anlatacak olursak;yoksul bir ailenin, sokaklarda satıcılık yapan küçük kızı Fidan yani Gururlu Peri, annesiyle birlikte yaşayan Salim öğretmen tarafından eve
Hayal-i Celâl'in yazarı Recaizade Mehmet Celal, Recaizade Mahmut Ekrem'in ağabeyidir.
Tefrika edilmeden kitap olarak basılan ilk romandır ve ilk Türkçe kurmaca metindir.
Diyalogları sıkça kullanan roman tiyatro metnini andırıyordu.
Roman,Araba Sevdası'ndan yirmi küsur yıl önce yayımlanır, 1872 /1873 yıllarında tefrika edilip
