Bu tür kitapları okumak edebiyat sanatı adına fazla bir şey ifade etmese de, sayfamda ünlü yazarı ağırlamak ve elimdeki eserlerinden bir kitap dostunun önerisiyle en iyisi olduğu kanaati adına okudum. Zira küçüklüğümüzün vazgeçilmezi Amerikan emperyalizminin köşe taşı Zagor- Mandrake'lerden veya seyrettiğimiz Bayan Fletcher gibi tv dizilerinden hallice olmalı diye düşünmüştüm!
Başından tahmin edebildiğim katil çocuğu çıkmış olsa da, cinayet gibi toplumsal konuların bu şekilde senaryo tarzında diyaloglar ve eksik betimlemelerle sunulması, Amerikan tarzı (Fast Edebiyat!) hızlandırılmış kurgular elbette kolay tüketim gibi okutuyor kitabı. Sherlock Holmes benzeri dedektif hikayeleri, yolculuklarda ya da günümüzde bir korku filmi bulamadığınızda vakit geçirici olabilirler. Zaten bu eserlerin çekilmiş filmleri güzel oluyor ki, kitaplarının yetkinliği bu yüzden (İyi kitabın filmi iyi olmuyor!) tartışmaya açıktır. Ancak bir eserin edebiyat sanatındaki değeri; özgünlüğü, iyi kurgusu ve kullanılan edebi sanatlar ile değerlendirilir. Bu yönüyle hayatın içinde olan cinayet olgusunu, Grillet'in #silgiler 'inden veyahut hayattan kaçış olgusunu Frisch'in #stiller gibi eserlerinden okumayı tercih ederim doğrusu.
İstanbul'a gelip güzel de bir eser yazar Christie'yi, diğer yapıtlarından ve daha iyi bir çeviriden (bu kadar söz sanatı hatası yapmış olamaz yazar!) okumayı düşünüyorum. Dedektif hikayeleri: Eğlenceli, fazlası değil!