"Kemal yaşayan adamdı. Yaşamak tekâmül etmektir. Çocuklukta dinlenen masalları ölünceye kadar ciddiye almazdı. Putları kırılanlar ona öfkelendiler. Kemal'in romanları hiçbir klişenin sözcülüğünü yapmaz. Herhangi bir tarikatın değil hakikatin emrindedirler. Zaten Kemal'i de herhangi bir siyasi doktrine hapsetmek yanlış."
Cemil Meriç
Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kuruluşunu anlatan Yol Ayrımı, üçlemenin ilk iki kitabında yer alan karakterlerle devam ediyor.
Kemal Tahir, romanlarını, gerçek olayları baz alarak kurguladığı için zamanında çok eleştirilmiş bir yazar. Hatta romanlarındaki bazı karakterler de gerçek. Keza Yol Ayrımı'nda Ahmet Ağaoğlu, Yunus Nadi gibi karakterlere rastlıyoruz. Fakat bunu yadırgamıyoruz. Düşünce özgürlüğünün sınırlı olduğu bir ülkede, düşünce suçundan hapse girmiş bir yazarın fikirlerini doğrudan değil de kurguya yedirerek vermesinden daha normal ne olabilir ki?
Kemal Tahir aynı zamanda gelişmelerin içinde yer alan bir isim. 1960 darbesinden sonra kendisine, "Öldük, bittik, ne yapacağız?" gibi sorular soranlara; "Rejim yıkılırsa yeniden kurarız, siz boş verin. Sizin rejim kuracak bir fikriniz var mı onu söyleyin" mealinde cevap veriyor. Yanlış olan bir şeyin yerine ne koyacağız? Bu, bugün de ülkemiz için hali hazırda geçerli bir soruna işaret ediyor: Fikirsizlik ve beceriksizlik!
Grup okumamıza yine Kemal Tahir'e ait bir roman olan Yorgun Savaşçı ile devam ediyoruz.